ANKARA-ÇAMLIDERE-İNCEÖZ KÖYÜ
   
  Ankara-Çamlıdere-İnceöz Köyü-Koca Harman
  80-Hakan Dündar'dan+Güncel
 








Köyümüz insanları bir düğün merasiminde..(Yaşlanıyoruz...)





Mekanları cennet olsun, ne aziz insanlar var şu karede.



Hacı Kemal Dayı, hısımı Hacı Dayı ve toruları


Değerli Köylülerimizden bir başka kare..


  Kocaharman'ın en mutlu zamanlarından bir kare..


 Köyümüzden bir düğün merasimi ve komşularımız..














ÇANAKKALE SAVAŞININ  GERÇEK BAŞKUMANDANI KİM?
 Çanakkale Savaşlarında müslüman Osmanlı'nın başkomutanlığını (manen)Rasulullah efendimizin yaptığını doğrulayan bir çok hadise zuhur etmiştir.Gelibolu Harbinden 10 sene sonra hacca giden Dersiam Cemal ÖĞÜTÇÜ Hoca'nın yaşadığı bir hadise olayı doğrulamaktadır.
 Değerli yazar Salim DAĞ "Şehitler Diyarına Yolculuk " kitabında, "Yarbay Hasan Bey'in Hz.Muhammed ile Buluşması"  bölümünde çok ilginç bir hadieseden bahsetmektedir. Gelibolu savaşlarından 10 sene sonra, İstanbul eski vaizlerinden "Dersiam Cemal ÖĞÜTÇÜ" hoca hacca gider. Medine-i Münevvere'de türbedar kendisine çok alaka göstermektedir. İngiliz casusu Larvens'in kışkırtması ile arapların bizlere iyi bakmadığını bildiğinden, bu alakayı merak eder. Tübedar'a;
 -Ey türbedar kardeşim, biz biliyor  ve duyuyoruz ki, siz bize "Nasrani" diyor ve bizi sevmiyorsunuz. Fakat senin bana bu sıcak ve samimi yaklaşımın beni şaşırttı. Sebebi nedir? Türbedar hemen;
 -Nasıl olur!  Allah'ın Rasulünün bile muhabbet gösterip, yardım ettiği bir kavme ben nasıl buğzederim! Vallahi ben anladım ki, siz benim kardeşimizsiniz. Muhabbetim ondandır. Diye cevap verir.Öğütçü Hoca daha da şaşırır.
 -Bahsettiğiniz Peygamberimizin yardımını doğrusu anlamadım, der. Türbedar izaha başlar.
 -On sene önceydi. Buraya Hind(Pakistan) müslümanlarından alim bir zaat hacca gelmişti. Zaten o her sene hacca geliyordu. Fakat bu gelişinde onu bir gün peygamberimizin kabrinde ağlarken buldum.O'na "Ya Hacı niye ağlıyorsun? Bak Allah'ın Rasulünün karşısıdasın. Buna sevinmen gerekmez mi? dedim. Hintli Alim; "Ey Türbeda, biliyorsun ben 5-6 senedir hacca geliyorum. Her gelişimde Peygamberimizin Ruhu Şerifleri ile müşerref oluyordum. Fakat bu sene üç gündür buradayım. Ruhu şerifleri ile bir türlü müşerref olamıyorum.Ben ne gibi bir hata ettim, günah işledim ki Rasulullah beni huzuruna kabul etmiyor ! dedi. Doğrusu ben de üzüldüm ve ürktüm.  Peygamberi zişan efendimizin muhabbetini bir insanın kaybetmesi ne kötü bir hal diye düşündüm. O gece Rasulullah bana göründü ve dedi ki, " Ey hizmetkarım, o Hintli Alime söyle benim ona bir kırgınlığım, onun da bir kusuru yoktur. Fakat şu anda Türk Milleti Gelibolu'da küfre karşı din ve iman harbi yapıyor. Bu sene Divan-ı Salihin'i orada topladım. Türk Milleti'ne yardıma gittim. Halen orada toplantı halindeyiz. Ben burada yokum. Onu için benimle müşerref olamadı. Söyle hiç üzülmesin! diye buyurdu. O Hintli Hacı adına ben de çok sevindim. Ertesi sabah hemen onu buldum. Rüyamdan ona haber verdim. Amenna ve saddakna! dedi  ve sevindi, beni öptü. Sonra da "Biliyorum, biliyorum İngilizler bizim evlatlarımızı da oraya götürdüler! "dedi. 
 Muhammed AS'a e O'nun ümmetine sayısız defalar yardım eden Allah CC, Çanakkale Savaşlarında da Ümmeti Muhammed olan Osmanlı evlatlarını yalnız bırakmamıştır.
  


             HAMİLTON'UN ÇANAKKALE HATIRALARINDAN
 
7 Nisan 1915 İskenderiye:Yahudilerden faydalanacağımıza inandım. Onları kendi çıkarlarımız için istismar edip yahudi gazetecilerin ve bankerlerin çabalarını sağlardık; Yahudi gazeteciler bizi davamıza renk katar, yahudi bankerler de kesemize para yağdırdı

17 Hairan 1915, merakımı mucip olmuştur; karşımızda hıristiynlara düşman bir Müslüman eri olsa, hata o er kısmen aç olsa, kendisine 10 şiling verilse ve iyi bir akşam yemeği ile karnı doyurulsa, ne yapardı acaba? Dünyda Osmanlı Türk'ünden başka, din uğruna canını fedaya münakaşasız hazır bir millet ve asker yoktur. Teslim olması için her askere 10 şiling yerine 50 ingiliz lirası teklif etsek, yine de Türk askeri suratımıza çarpar, dünyaya rezil oluruz.

 30 Haziran 1915 İmroz;Garip!!( İmansız olan anlayamaz bu mertlği) Çerkez asıllı Türk esirleden biri, yaralı ingiliz akerini ateş altından alıp sırtında taşımış.(kurtarmış)

 
 5 Temmuz 1915 İmroz; Saat altıda Türkler hat halinde değil, bir çeşit arı sürüleri gibi yığınlarla hücuma devam etmekteydiler. Çalılıklar içinden binlerce Türk çıkıyordu.(Bazı tarihçilere göre, Osmanlı'yı ordunun içindeki hain subayların ittfakı yıkmıştır. Osmanlı Ordusu'nu bile bile yanlışa sevkedip kırdımışlar. Hiç teslim olunmayacak yerde düşmana teslim ederek, esir olmalarını sağlamışlardır) Makinalı tüfeklerin yaylım ateşi ile çoğu öldürüldü. Ceseleri toprakların üzerinde duruyor. On güne kalmaz, Türk askerleri tamamiyle eriyecektir.

 21 Ağustos 1915 İmroz; Saat sabaha karşı 4.30 idi. 11. tümenin , Türklerin ileri mevzilerini ele geçirdikleri haberi geldi. Yeiden karakol dağa tırmandım. Bu sefer İsmailoğlu tepesi' ni hiçbir kuvvet elimizden kurtaramazdı. Sabah satlerde umulmadık bir değişme başladı. Gittikçe yoğunlaşan bir sis etrafı , göz gözü görmez hale getirmişti. Top , tüfek sesleri birer birer azaldı ve cephe sustu. Tabiat Türkleri gizlemiş, Allah onları korumuştu. 

 2 Eylül 115 İmroz;Dün gece çok aayip ve korkunç bir rüya gördüm. Çadırım İmroz adasında olduğu halde ,  Hellas boğazında boğuluyordum. Boğazımı sıkan elin baskısını halen hissediyorum. Sular başıma yaklaşyor. Hiç böylesine korkunç rüya görmemiştim. ( Müttefik orduları başkomutanı Hamilton)
                 MEHMET AKİF ERSOY'DAN BİR HATIRA
  Çanakkale Savaşı yıllarınd Almanlar bizim müttefikimizdi. Almanya, Avusturya ve Macaristan'lılarla eraber, İngiliz ve Fransız kuvvetlerine karşı beraber harp ediyorduk. Almanlar, İngiliz ve Fransız sömürgesi müslüman ülkelerden aldıkları esir müslümanları ikna edip, Almanlar lhinde kullanmak için Türkiye'den bir heyet istemiş. Hükümet te bizi bu iş için görevlendirmişti. Trenle Berlin'e gidiyorduk. Başka ülkelerden gelecek vagon veya marşandis beklemek için Viyana'da birkaç gün kaldık. Beni bir otele yerleştirdiler.
  Bir gece saat 24 ten sonra büyük bir şenlik başladı. Kiliselerin çanları çalıyor,maytaplar atılıyor, meşaleler yakılıyor, sokaklarda danslar ediliyordu. Ben de bu gürültüye uyandım. Gece kıyafetimle dışarı çıktım. Otelin karşısındaki bir pastahaneden durumu öğrenmeye çalışıyordum. Zafer şenliği olamazdı. Çünkü Alman orduları br çok yerde Rus, İngiliz ve Fransız birliklerine yeniliyorlardı. Pastahane görevlisine "bu şenliğin sebebi nedir? diye sordum. Görevli" sen duymadın mı? İngilizler yüzyılar sonra nihayet bugü Kudüs'e girdiler." Kudüs'ü bügün Türklerden kurtardılar...Kudüs kutsal Haç'ına kavuştu..İngilizlerin bu başarısını kutluyoruz...dedi.
  Hayret ettim.Hem İngilizlere karşı harbediyorlardı, hem Türkleri onlara karşı savaşa sokmuşlardı. Yani Türkler de onlar için harbediyordu. Hem de İngilizlerin Türklere karşı kazandıkları zaferi kutluyorlardı.
  Ç a n a k k a l e   H a r b i  İ ş t e   B u d u r...

             YARBAY HASAN BEY VE PEYGAMBER KUCAĞI
 Osmanlı'nın asil komutanlarından Yarbay Hasan Bey, Çanakkale'de Kerevizdere ile Kanlıdere arasıda, yaralı toplama işine nezaret etmekltedir. İnsanlık ve imanı iabı Türk yaralıları da, fransız yaralıları da sargı yerine taşıtmktadır. Ağır aralı rolü yapan bir fransız askeri, cbilliyetinin gereğini yapar ve kasaturasını  insanlık görevi yapa Hasan Bey'in göğsüne saplar. Hasan Bey'in meramet taşıyan göğsüne bir gül açılmıştır. oluk oluk kan akmaktadır. Olduğu yere yığılır kalır. Sadece" Vallahi oraya kötü niyetle gitmemiştim" sözleri dökülür. Subayları ve askerleri, komutanım, ne olur sen ölme biz ölelim diye ağlaşırlar. Hasan Bey, "Evlatlarım, beni hırpalamayın. Ayrılık vaki geldi der.Şehit olursam beni buraya gömün. Mezarım cephenin sınırı olsun,  düşmana geçit vermesin der."  Askerlerini sakinleştirmek için, " haydi bakayım, 33 er kere  La havle vela guvvete illa billahil aliyyil azim deyin" der.
  Bu sırada Urfa'lı bir erin okuduğu ezanı Muhammedi derede inlemektedir. Tam ezan bitmek üzeredir ki, Hasan Bey, "Evlatlarım beni çabuk ayağa kaldırın, beni ayağa kaldırın" der.  İsteği üzerine ayağa kaldırırlar. Kıble arafına gözlerini yöneltir. Kendini  toparlamaya çalışır, kemali edep ve saygı hali ile,  NEDEN ZAHMET BUYURDUNUZ  YA RASULALLAH, BENİ MAHÇUP ETTİNİZ YA RASULLALLAH,  BEN DE SİZE GELİYORDUM YA RASULALLAH der. Onu ayakta tutan askerlerinin kucağına yığılır.

        
OSMANLI PADİŞAHLARI-ORDUSU VE ABDÜLHAMİT HAN
Osmanlı Padişahlarının hepsi dini bütün ehli sünnet Allah dostu insanlardı.Abdülhamit Han hiçbir devlet evrakını abdestsiz imzalamamıştır.Gece yatağından kalkınca abdestliğe bile teyemmüm alarak gider abdestsiz yere basmazdı.Bu mübarek padişahın büyüklüğnü merhum Mehmet Akif Ersoy un anlattığı bir olay daha güzel anlatmaktadır.Mehmet Akif sık sık Sultan Ahmet Camiine namaza gider.Caminin bir köşesinde perişan bir şekilde hergün ağlayan ağlayan birisi dikkatini çeker.Konuşmak istemeyen kişiyi ısrarla konuşturup ağlama sebebini öğrenince çok duygulanır.Ağlayan kişi anlatır;
-Ben Osmanlı Ordusunda subay idim.Babam çok zengindi. Babamın başka oğlu da yoktu.Babam vefat edince işyerlerimizi takip etmek için ordudan istifa etmek için dilekçe verdim. Dilekçem padişah tarafından kabul edilmedi.Tekrar dilekçe verdim yine kabul edilmedi.Bir fırsatını bulup huzura çıktım.Durumu anlattığımda padişah yüzüme bakmadan ;
-Haydi istifa ettirdik dedi. Eve döndüğümde içime tarifsiz bir sıkıntı geldi.Uyuduğumda çok ilginç bir rüya gördüm.Rüyamda bütün Osmanlı Ordusu Beylerbeyi Sarayı önünde toplanmıştı.Peygamber Efendimiz bu mübarek
orduyu teftiş ediyordu.Yanında Eshabıkiramın ileri gelenleri,Osmanlı Sultanları ve Abdülhamit Han vardı.Abdülhamit Han büyük bir edeple Peygamberimize bilgiler veriyordu.Derken benim birliğime gelindi.Benim birliğim dağınık ve perişan bir vaziyette idi.Peygamberimiz sebebini sorunca ,Abdulhamit Han;
-Efendim bu birliğin komutanı bu hassas zamanda istifa etmek için çok ısrar etti.Bizde istifa ettirdik.Buyurdu. Bunun üzerine Peygamberimiz;
-Sizin istifa ettirdiğinizi biz de istifa ettirdik diye elin tersiyle işlaret buyurdu. Ben nasıl bir ordunun mensubuymuşum , bilemedim.Ben Rasulullah ın da ordusundan atılmış oldum .Ben ağlamayayım da kim ağlasın ? der.Mehmet Akif Bey e.Mehmet Akif bey çok duygulanır.Çanakkale Şehitlerine şiirinde ve bir çok şiirinde bu konulara değinmiştir.Osmanlı Ordusunun İslamın son ordusu olduğunu vurgulamıştır.

ÇANAKKALE NİN UNUTULAN BÜYÜKLERİNDEN YARBAY HASAN BEY
Alçıtepe Köyü civarında "Yarbay Hasan Bey Şehitliği" vardır.11Temmuz 1915 günü akşama yakın savaşa ara verilmiş.Yaralılar toplanmaktadır.Hasan bey Türk ve Fransız yaralılarını ayırt etmemekte hepsini tolayıp sargı yerine göndernektedir.Yaralılar arasında bir Fransız askeri dikkatini çeker.Hasan Bey onu kurtarmak istediğinde Fransız fırlayıp süngüsünü Hasan Bey in göğsüne saplar.Hasan Bey yere düşerken "Vallahi kötü bir niyetle oraya gitmemiştim "der.Yarasından oluk gibi kan akmakta, askerleri " komutanım sen ölme biz ölelim diye ağlamaktadırlar."Hasan Bey cephe adamı.Nice evlatları kucağında şehit olmuştur.
-Evlatlarım beni hırpalamayın.Ayrılık vakti geldi.Artık elden bir şey gelmez.Benim toprağım burasıymış.Şehit olursam beni şu düştüğüm yere gömün de cephenin sınırı olsun.Düşmana geçit vermesin. Der."Haydi bakalım hepiniz 33 defa (la havle vela guvvete illa billahil aliyyil azim) deyin diye emreder.Tam ezan bitmektedir ki Hasan Bey"-Evlatlarım beni çabuk ayağa kaldırın,ayağa kaldırın" der.Ayağa kaldırırlar.Güney istikaetine doğru gözlerini meçhule yöneltir,kendini toplamaya çalışır,kemali edep ile"NEDEN ZAHMET BUYURDUNUZ YAA RASULALLAAH! BENİ MAHÇUP ETTİNİZ YA RASULALLAH,BEN DE SİZE GELİYORDUM YA RASULALLAH"der.Onu ayakta tutan askerlerinin kucağında ,uğruna can verdiği mübarek Rasulünün, mübarek yüzlerine baka baka teslimi ruh eder.
Hazreti Aişe annemiz;
-Hazreti Yusuf un güzelliğini gören kadınlar ellrini kesti de duymadılar.Eğer Rasulullah ın gerçek güzelliğini görselerdi,kalplerini keserlerdi.Buyurmuştur.İşte şehitler Rasulümüzün güzelliğini gördükleri için , dünyaya dönüp tekrar tekrar şehit olmayı istiyorlar.Onun mübarek cemalini görmek saltanatların en büyügü......


 
  Bugün 12 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı! Tüm Hakları saklıdır  
 
ACILAR PAYLAŞILDIKÇA AZALIR....MUTLULUKLAR DA PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol