Ankara-Çamlıdere-İnceöz Köyü-Koca Harman - 75-Köyümüzde Vesayit İşleri(Yıkım Şiiri)

03-12-2011 KONFERANSI-2 (SUALLERE CEVAPLAR)... ile Inceozlu KÖYÜMÜZDE VESAYİT(ARABA) İŞLERİ VE İLK ŞÖFÖRLERİMİZ

Köyümüz yolu önceleri kazma ve küreklerle imece usulü yapıldı. Devlet köylere yapılacak yolu bölştürürdü. Muhtar da köylülerini toplar yapılacak yolu paylaştırırdı. Köylüler muhtar nezaretinde yol yapımına başlar ve bitirirdi. Her haneye kaç metre yol düşerse köylü orayı kazma kürekle yapardı. Eski köy yolumuz kazma ve küreklerle, Doymuş Çayı ile Peçenek Çayı arası bizim köyümüzün çalışmasıyla yapılmıştır. Ara sıra tamiratı da imece ile yapılırdı. Köyümüz erkek ve gençleri günlerce yol yapımında çalışırlardı. Kadınlar da onlara bohçalarla azık götürürdü. Yol yapımında bazen kadınlar da çalışırdı. Rahmetli Menderes iktidara gelince köylüleri bu imeceden kurtardı. Yolları devlet yapmaya başladı. Menderes'in idaresinde köylü, çarıktan lastiğe ve ayakkabıya terfi etti. Millet bitten kurtuldu. Menderes idaresi ile halk zenginleşmeye başladı. Yol yapımı hızlandı. 50 li yıllardan sonra araba çoğaldı.

Köyümüzde ilk araç sahipleri Hacı Mehmetler'den Süleyman Çınar dede gildir. Bunlar Ankara Emek Mahallesinde otururlardı. Bunların anneleri Doymuş'tan gelmedir. Çubuk Barajı patladığında Ankara'nın birçok yerini su bastı. Emek Mallesini bu köylülerimizin evini de su bastı. Devlet bunara tazminat ödedi. Bu tazminat ile Yenimahalle'den ev aldılar. 60 lı yıllarda bayramlarda bu Süleyman dede siyah arabası ile köye gelirdi. Akrabalarnın yanında bayram yapar giderlerdi.

Köyümüzün en eski şoförleri ise Kemal Kaya(Mıstığın Kemal) ve Necati Yımaz'dır(Bu kişi Kelabıca lakaplı Mehmet Yılmaz'ın oğludur, Erdoğan Albayrak'ın kayınpederidir.). Bu kişiler geçimlerini şoförlükle sağlarlardı. Rahmetli Karayusuf'un oğlu Osman ve Metin de şoförlük yapardı. Tuzcuoğlu'nda şoför olarak çalışırlardı. Metin dayı daha sonra taksicilik yapmaya başladı.
Köyümüzün en eski nakliyatçısı Bayramın Hacı'dır. Hacı abi nin sarı ve çadırlı nakliyat kamyonu vardı. Köylülerimizin ve yakın çevrenin bütün işlerine koşardı.
Köyümüzde ilk dolmuşu Okka enişte(Durmuş Çimşir) aldı. Dolmuşuna Metin Dayıyı şoför, Mustafa Özcan'ı da muavin tuttu. Civar köylerin yolcuları taşınmaya başlandı.Araba eski ve arızalı olduğu için çok arıza yaptı. Enişte bu işi bırakmak zorunda kaldı. Daha sonraları şoför Mustafa Feka aldı. Uzun zaman bu feka ile köyümüze hizmet etti. Daha sonra bu arabayı sattı ve Ford minibüs aldı. Bir ara BMC kamyon aldı ve yük taşıması yaptı.
Köyümüze özel arabası ile Mıstığın Ahmet, Kara Halil gibi köylülerimiz gelirdi. Onların arabaarına uzaktan bakardık. Eksoz kokuları pek hoşumuza giderdi. Arabaları o zamanların Ford ve İmpala marka arabaları olurdu genellikle.

Uzun yıllar köyümüzün hizmetini gören Lütfü Dayının Jonderesi
Köyümüzün ilk traktörü Lütfü dayı'nın JohnDeree marka traktörüdür. Uzun yıllar köyümüzün çift ve nakliye işlerini Lütfü dayı yaptı.

İpeşlerin ve Ahmetlerin Fiat Traktörleri
Daha sonra Ahmet Koç, Ahmetlerin Hasan 'ın oğlu ve Hacıgiller traktör aldı. Muhtar Bekir'in ve İpeşler'in traktörleri de köyümüze çok hizmet etti.

Seyit abinin enter marka traktörü

Muhtarların traktörünü Seyit abi kullanırdı. Bir gün traktörü Mahmut Doğanay'ın evinin altına park etmişti. Dalgınlıkla el frenini çekmeyi, geri vitese takmayı unutmuştu. Yavaş yavaş hareket eden traktör hızlanıp, hızla Hüseyin Aydın hoca gilin eve çarptı. O hızla duvarı yıkan traktör avluya girdi. Bereket aşağı duvarı da yıkıp kötü oda tarafına yönlenmedi. Eve de önemli bir hasar vermedi.

Şimdilerde köyümüzde yolcu taşımacılığını yapan Sayın Muhtarımızın minibüsü..

YIKIM
Hep hüzün mü sarar senin gönlünü?

Neşe ve sürurdan nasibin yok mu?

Millet çalıp, oynar iken,sendeki gam ne?

Neden keder taşar, garip gönlünden?

Derdimi deşmeyin, bırak yanayım,

Hatama, isyanıma figan edeyim,

Neden zari zari ağlamış Rasul?

Gelmiş gelecek günahı affedilmişti,

Sabahlara kadar Ümmetii demiş,

Alemler sultanı olduğu halde..

Demek ki ,insanlık O’nun bildiği,

O serverin bize öğrettiğidir.

Onlar Asrı Saadeti nasıl yaşadı,

İslamı neşir için arza yayıldı,

Onlar sayesinde İslam yayıldı,

İslam şimdi garip, ona yanarım..

İslam düşmanları boş durmamışlar,

Mason ve Yahudiler Osmanlı’ya çapak salmışlar,

En yüksek makamlarına kadar gelmişler,

Abdülaziz Han şehit edilmiş, din garip kalmış.

Sultan Abdulhamit büyük veliydi,

Kızıl Sultan değil, büyük dehaydı,

M asonlar O’nu da yedi, ona yanarım.

Haçlı ve Yahudi azim çalıştı,

Bizden olmayanları başa getirdi,

Asakiri Osmaniyi telef ettirdi,

Beslediğimiz kargalar gözümüz oydu,

Mülkü Ali Osman talan oldu, ona yanarım.

Camiler kapandı, ezanlar sustu,

Mukaddesat yok edildi, ahlak kurudu,

İslam kisvesinin yerini haç, zünnar aldı,

Edep talan oldu, haya kalmadı,

Hükmü Kur’an ref edildi, süfliyat geldi,

İslam talan oldu ona yanarım..

İngiliz, Yahudi bizden elin çekmedi,

Türk milletine hiç rahat vermedi,

Menderes’i idam ile, ihtilal yaptı,

Özal zehirlendi, Kahveci öldü,

Eşref Paşa şehit edildi ona yanarım..

İhtilal ve muhtıralar düşman oyunu,

Asala ve PKK kimin oyunu?

Kardeş kavgasını körükleyenleri göremiyoruz,

Koca Alperen’i kim öldürttü? Bilemiyoruz,

İslam ümmetini parçaladılar,

Perde arkasındakileri hiç göremiyoruz.

Bu yıkımlar durmayacak mı? Bilemiyoruz.

Dostumuzu düşmanımızı seçemiyoruz,

Ümmeti Muhammed perişan ona yanarım..

Devlet gemisi delinir, gören olmuyor,

Hırsızın, çapulcunun sonu gelmiyor,

Mehmetçik, bilerek pkk ya yem ediliyor,

Güvendiğin dağlara hep karlar yağıyor,

Kedilere ciğer teslim edilmiş, ona yanarım.

Yeise kapılma, korktuğun olmaz,

Bir meltemi ilahi dağıtır sisi,

Ortalık durulur, hep böyle gitmez,

Hidayet lutfeder, mülkün sahibi,

Bizi rahmetine muhatap eder,

İslam katliamı ve kanı birgün durursa,

İşte o zaman ben belki gülerim.

Gaflet uykusundan uyanalım biz,

Yek vücut olup Kur’an-a sarılalım biz,

Parti ve siyasetle bizi bozmuşlar,

Aramıza tefrika, fitne sokmuşlar,

İslam bir vücut değil mi? Uyanalım biz,

Cumalar bayram olunca belki gülerim.

İslam kıyımı durunca belki gülerim..

Iraktan, Afgandan, bütün islamdan,

Küffar askeri gidince belki gülerim.

En azından bu dertleri çekmez isem ben,

Rasulullah’ın yüzüne nasıl bakarım?

H.İbrahim Koçak