ANKARA-ÇAMLIDERE-İNCEÖZ KÖYÜ
   
  Ankara-Çamlıdere-İnceöz Köyü-Koca Harman
  63-YÖREMİZ KELİMELERİ
 

Güzel Köyümüzün Slaytı ile Inceozlu KÖYÜMÜZ ÖZLEMİNİ ANLATAN GÜZEL BİR SLAYT
Çamlıdere Yöresi Gelenek ve Görenekleri ile Inceozlu YÖREMİZDEN KÖY HASRETİNİ ANLATAN BİR ÇALIŞMA KÖYÜMÜZE VE YÖREMİZE MAHSUS KELİMELER
CEREME:Karşılk, fatura, ceza..
KÜLÇE:Ekmek pişirdikten sonra artan hamurla yapılan ufak bazlama.
HALKA:Ekmek yapımı sonunda artan hamula simit şeklinde yapılan hamurun sıcak küle gömülerek pişirilmesi.
BANNAK:Sodalı hamrurdan, yumurta sarısı ile süslenerek el parmakları şeklinde birleştirilen hamurun çörek tavasında pişirilmesi.
KÜLÇÖREE:Ekmek pişirme sonunda artan hamurun kızgın küle gömülerek çörek şeklinde pişirilmesi.
HANİCÜK:Hani nerede?Anlamına.Göremedim, hanicük nerede?
İHİCÜK:Aha işte şuracıkta,aha şurada anlamına..İhicük işte şurada.(Parmakla işaret edilerek gösterilir.)
OMCA:Üzüm ağacı, çubuk. Bu sene omcalarda çok üzüm var.
SUNDUR:Uzat, sun. Şu bardağı bir sunduruver, uzatıver.
ÇOTUR:Olgunlaşmış, sararmaya yüz tutmuş nohut dalının ateşte ve közde pişirilerek yenmesi.Bir tutam nohuttan çotur yaptık.
SUNDUR:Uzat,sun, bardağı sunduruver, yani uzatıver.
ÇOTUR:Olgunlaşmış, sararmaya yüz tutmuş nohut dalının ateşte ve közde pişirilerek yenmesi.Bir tutam nohuttan çotur yaptık.
KEŞÜR:Havuç
CERGE:Bahçe ve bostanlarda yağmur ve güneşten korunmak için yapılan basit sığınak,gölgelik.
ANAZUT:İki altta bir üstte parmağı olan, ekin destesi toplamaya yarayan alet. Önceleri ağaçtan yapılırdı. Sonraları demir borudan olanları yapılmaya başlandı.
IRAVAK:Petekli balın petekten akan sıvı kısmı.Balın dibine ıravağı akmış.
GIDI:Çam kozalağı
GEGE:Genellikle meşeden yapılan,ucu balık oltası gibi,samanlıktaki yığılı ve tepili ottan ot çekmek için kullanılan dirgen.
EYSERİ:Çivi
EYSİ:Ucu ateşli odun parçası.
GUNNAZ:Kurnaz,cin fkirli,uyanık anlamına.
GUNNAMAK:Kedi, köpek, fare gibi hayvanların yavrulaması..
GÖZER:Eleğin seyrek olanı
GEBEDEK:Şişman. Karnı büyük olan. Gebedek karınlı adam.
YILGU:Sarı çalının olgunlaşmış meyvesi
KARAGAVUK:Baharda toplanıp yenen bir ot.
MUSMUL:İslami usül üzere kesilen hayvan
MINDAR:Besmele çekilmeden kesilen veya kesmeye fırsat bulamadan ölen hayvan
RAHMET:Yağmur
MAYIS:Taze sığır dışkısı
SAYİR:Dilenci
DEDECİ:Dilenci
YALAMUK:Çam ve köknar ağacının kabuk ve gövde arasında yenilebilecek ince şekerli kabuk
MİNTAN:Gömlek
İŞLİK:(İÇLİK) İç fanilyası, çoğu kez de gömlek anlamına.
ÇEVRE:Mendil
GAKIRDAK:İçinde az ve ince kıyıma olan don yağ
PANTUL:Pantlon
DEYNEK:Genellikle dayanmak veya çobanlıkta kullanılan ince sopa
GADAK:Küçük ince çivi
MIH:At,eşek ve öküz nallamada kullanılan özel başlı çivi
BÖYREK:Böbrek
YÜREK:Kalp
FİSTAN:Kadınların giydiği eteği uzun elbise
MEH:ahacık işte,al,tut anlamına söylenir.
İHİ:İşte,ahacık anlamına kullanılırdı
KÜLLÜK:Ocak külünün döküldüğü yer,tuvalet tarafı
HAMURPİŞİRME:El yapımı makarna,erişte
PİLAF:Pilav
GAVURGA:Az ıslatılmış buğdayın kavrulup çerez niyetine yenmesi
AADA:(Akıda)Üzüm pekmezinden yapılan çokokrem gibi gıda.
GUSULHANE:Eskiden her odada bulunan banyo yapılmak için kullanılan büyük dolap.
SERGEN:Odaların duvarlarının üst kısımlarındaki uzunca raf.
ÇİÇEKLİK:Eskiden vitrin yerine kullanılan süslü,önü açık birkaç katlı ,süslü raf.
TEMEK:Ahırlardan dışarı gübre atmak için bırakılan büyükçe delik.
HANAY:Eve girişte odalar arasındaki geniş boşluk.
AVLU:Evden ahıra girerken ahır kapısındaki boşluk.
ZEVLE:Boyunduruktan öküzün çıkmaması için deliklere sokulan sopa.
EPSİT:Öküz ve at arabasında tekerin topu ve çemberi arasındaki düz, sağlam çubuklar.
ÇEKELÜZ:Sincap
YANGABUZ:Yaramaz,şımarık
CILLAMA:Bağırma,cırıl cırıl etme
ECCÜK:Azıcık
GAYLI:Gayri
FERFENİ:Piknik yapmak
TUFRAN:Turfan
BİZEEL:Azıcık
ZİNİ:Sini içine yemek dolu tabaklar konulan büyük tepsi
CİMDÜK:Çimdik
APALAMAK:Dizler ve eller üzerinde dört ayaklı yürümek
ÇON:Kalça
MINDIL:Erkek çocukların erkeklik organı.(Çük)Çocukları korkutmak için "sünnetçi mındılını keser" denirdi. Veya "çükünü keser" denirdi.
GAVLAMAK:Derisinin soyulması,yüzülmesi.
HUSA-TASA:Birşey için üzülmek Kaygı duymak,tasalanmak.
EDEPSÜZ:Edepsiz,terbiyeye dikkat etmeyen.
BUYMAK:Çok üşümek
HORA GEÇMEK:Makbule geçmek,yerli yerine
ZUNNA:Zurna
BANNAK:El parmakları gibi parçaların birleştirilmesinden olan sandeviç
HALKA:Simit gibi yapılan,kızgın küle gömülerek yapılan simit.
MANCAR:Ispanak gibi yenilen yabani ot müslüman mancarı,gavur mancarı.
ÇİTEN:Ahırda veya ağılda yeni doğan buzağı,kuzu ve oğlak konulan yer.
ÇEKELÜ:Öküz değneğinin ucuna takılan sabanın çamurunu sıyırmaya yarayan alet.
EYSİRAN:Hamur kesmeye,karıştırmaya yarayan saplı demir alet.
ÜTEE:İçine un konulup ekmege şekil vermeye yarayan,işi bitince katlanıp konan ve her ekmek yapımında kullanılan deri.
GÖVREK:Mancarın tohumlanmış hali.
SIPA:Eşek yavrusu,üzerinde odun kırılan kütük.
KÜLÇÖREE:Ekmek yapımı sonunda ekmeğin sıcak külüne gömülerek pişirilen müthiş kokulu,müthiş lezzetli çörek.
YILÇI:Yaramaz
GEZDAN:Doğum yapma yaşına gelmiş dişi oğlak.(Doğum yapınca keçi olur)
GÖÖLEZ:Köpek yavrusu
BIZA:Buzağı,yeni doğan inek yavrusu.
ŞİŞEK:ilk doğumunu yapacak koyun.
ÇEPİŞ:Oğlağın büyüğü erkek davar.
ERKEÇ:İdiş edilmiş teke.
PELİT:Meşe ağacının meyvesi.
GÖVEM:Kiraza benzer meyvesi olan yabani çalı.
ÖKÜZGÖZÜ:Aluça benzer kırmızı meyveli yabani ağaç.
OKSAKIZI:Tırpan otunun koparılmış kökünden çıkan sakız.
ALAGÖZDİKENİ:Sivri ve sarı dikeni olan çiçekli bir bitki.
SIĞIR KUYRUĞU:Sarı çiçek açan zehirli bir bitki.
KATIRKULAĞI:Yemesi ekşi bir bitki.
KUZU KULAĞI:Ispanağa benzer ekşi yabani ve yenen bir bitki.
CIRNAK:Karakavuğun ince yapraklısı.
HARDAL:Sarı çiçekli yenen bitki.
YELMÜK:(Yemlik):Uzun yapraklı çiğ yenen bir bitki.
PEŞKİR:El havlusu.
GARINYA(İşkembe):Koyun ve keçi işkembesine koyulan tuzlu tereyağı.
SARPIN:Fiy,arpa,buğday konulan üstten kapaklı,bölmeli depo.
GUŞENE:Tencerenin küçüğü.
GINDAP:Sağlam keten iplik.
TEHLİZ:Ketenden yapılan çuval.
LENGER:Büyük, kapaklı sahan.
EYŞİ:Acı erükten yapılan ,yemeklere ekşilik vermek için kullanılan pestil.
TIRKAZ:Yaylada akşam yatarken kapı açılmasın diye arkasına dayanan sopa.
FİREK:Anahtar
MERŞÜN:Deri,meşin
USTUN:Tavan
SUNTURAÇ:Nalbantların hayvanların tırnağını kesmek için kullandıkları çift taraflı orak gibi alet.
SÜRGÜÇ:Bulaşık bezi
NACAK:Balta
TAHRA:Satır,büyük bıçak
KÖPEN:İşe yaramaz bez
ÇÜKÜNDÜR:Şeker pancarı
TOGA:Yaylaçorbası,yoğurtlu çorba
HERİF:Yetişkin adam,erkek
KAĞIRMAK:Bükmek,zorlamak.
TEZ:Çabuk
GAYLI:Artık
YENCE:Hafif
ICCAK:Sıcak
CUVARA:Sigara
DÖL:Oğlak ve kuzu
KELEM:Lahana
KÖMÜŞ:Manda,Camuş
ŞALLAK:Donsuz
MATÇALI:Pis
SIRACALI:Yara bere içinde,Yarasından sarı su akan
HUMAYIN:Beyaz 2.sınıf pamuk bez
GÖZELŞEY:Hata yapan kişiye denir.
ÇÖNE:Çobana yardın eden kişi,çoban yardımcısı.
NAKIS:Aksi,inatçı
YÜKLÜK:Yatak ve yorganların yığıldığı yer.
İHİCÜK:İştecik,işte,şurada..
GUŞENE:Ufak tencre.
ÇEPİN:Küçük çapa.
FENGİRE:İp eyirmek için kullanılan kirmen.
ÇEMLE:Topla,kirlenmememsi için önlem al.
ÇİNTİ:Hanımların etek üzerine giydiği bol şalvar.
KÖZ:Ateşli kömür.
GAVUT:Kavrulmuş buğday unu veya kurutulmuş ahlat ununun hamur şeklinde karılarak yenmesi.
GAVURGA:Kavrulmuş buğday veya göce.
GÖCE:Yıkanmış,dibekte dövülmüş,kabuğu alınan buğday.
MUHLAMA:Tereyağlı,soğanlı yağda yumurta.
HÖŞMERİM:Süt,tereyağ ve undan kavrularak yapılan üzerine şeker serpilip yenen tatlı.
İLEHEN:Leğen.Abdest alma kabı..
DİZBEZİ:Pijama,pijamalık kumaş.
UPRUK:İbrik..
GÖYNEK:Entari,etekli uzun elbise.
ŞAMYEL:Araba lastiğinin içi,iç lastik.
SARPIN:Genellikle fiy veya arpa konulan üstten kapaklı ambar.
HAMBAR:Anbar,un,buğday gibi zahireye fare,böcek girmemesi için yapılan özel oda.
AVLU:Evin alt katındaki hayvan giriş yeri,hol.
AVLAA:Büyük ve küçük baş hayvanların geceyi geçirmesi için etrafı sırıklarla çevrili üstü açık hayvan barınağı.
ÇİTEN:Ahır veya salak içinde yeni doğan buzağı, oğlak ve kuzuların ezilmemesi için konulduğu özel bölünmüş yer.
SÜRGÜ:Kapıların arkasındaki içten sürmeyle kapının dıştan açılmasını önleyen basit kilit.
HINKIRMAK:Burnunu temizlemek.Sümkürmek.
GAK:Pestil
MİNTAN:Gömlek.
ŞAMAR:Tokat,sille.
ÇOTURA:Ağaçtan içi oyularak yapılan emzikli su kabı.
SEĞEK:Ağaç oyma şeklinde yapılan büyük su taşıma kabı.
MUSLUK:Bir metre veya daha fazla büyüklükteki tomruğun oyulup üzerine büyük kapak yapılan su kabı. Musluklardan evde su tasını daldırıp doldurarak su içilirdi. Bazı yol kenarlarına gelip geçenin içmesi için sebil niyetine konan musluklar olurdu.Çoşkunların musurat suyu ile doldurdukları muslukları vardı.Doymuş-İnceöz arası elip geçen içererdi.
DUZGABAA:Günlük kullanılacak, yemeklere konulacak tuzun konulduğu su kabağından yapılma tuzluk. Bu tuzlukların ağıda kabından olanları da olurdu.
OKKA:Eskiden kiloğram yerine kulanılan ağırlık ölçüsü.
HOKKA:Üzerinde mürekkep ve divit konacak yerleri olan yazı takımı.
ACANS:Haber.Haberleri dinlemek.
AKRAN:Aynı yaşlarda olanlar.
ALATİRİK:Pilli el feneri.
BENCİLEYİN:Benim gibi.
SENCİLEYİN:Senin gibi.
Bİ HAMLA:Bir hamlede, bir seferde.
BİRELLEŞ:Birer birer.
CARCUR:Tabancanın şarjörü.
CURUK:Gülü,hindi.
ÇİY:Eğitimsiz, ham, çabuk yorulan.
HAMLAMAK:Çalışmaya alışık olmayanın yorulması.
TEMİN:Az önce anlamına.
TOMATİS:Domates.
DÜŞEYAZDIM:Az kalsın düşüyordum.
ELLEME:Elini sürme,dokunma.
ENÜK:Köpeğin yeni doğan yavrusu.
ERÜK:Erik.
EYSİRAN:Hamur almaya, hamur bölmeye.tekne sıyırmaya yarayan spatula benzeri alet.
GİDİŞMEK:Kaşınmak.
IRIP:İşin usulü,yolu yordamı.
KERTMEK:İz yapacak şekilde karşılıklı kesmek.
GAMÇİ:İnce deynek, sopa.
ÇIRPI:İnce odun .dal parçaları.Çalı çırpı.
MAASUZDAN:Yalancıktan, şakacıktan.
MOTUR:Traktör.
LAFA:Damperli kamyon
OOŞALAMAK:İki eli arasında ileri geri ezmek,ovalamak.
TELAŞE MEMURU:Aceleci, her işe karışan,abartan.
TOMBALAK:Yuvarlak.
TOSBAA:Kaplumbağa.
TOSNAMAK:Küsüp somurtmak,bir köşede oturmak.
UTLANMAK:Çekinmek,tedirgin olmak.
UYLAŞTIRMAK:Aralarını bulmak.
ÜŞENMEK:Tembellik etmek.
YALAK:Tavukların su içtiği, köpek yalı konan kap.
YAMAÇ:Eğimli arazi.
YAMALIK: Yırtık elbiseyi tamirde kullanılan parça.
YASLAĞAÇ:Üzerinde ekmeğe son şeklinin verildiği yuvarlak ağaçtan yapılan yassı alet.
PİSLEĞEÇ:Ekmek pişirme sacına konan ekmeği çevirmeye yarayan, ağaçtan yapılma mini fırın küreği.
YIMIRTA:Yumurta.
ZAHRA:Hayvan yiyeceği, ot, saman.
BESTEK:Tevazu ile övünme karışımı konuşma.Ne besteklenip durursun?
ÜRME:Küçük köpeklerin kurt çağırır nitelikte cılız cılız havlaması.
GARİMCE:Karınca
ÇEKİŞME:Kızmak,yapılan yanlışı yapanın yüzüne söz ile kızarak ifade etmek.
CANAVAR:Kurt,davarlara canvar geldi,canavar gördüm gibi.
TOLA:Büyük boylu köpek.Davar köpeği.
PANİ:Küçük boylü köpek. Ev köpeği.
TEKİN:Uslu,ağır başlı. (Tekin hainde dur yat yaramazlık yapma)
EYİRMEK: Fengire ile yün veya tiftikten ip yapmak..
KATIR ÇEVİRMEK:Elde yapılan topaçın kırbaç yardımı ile çevrilmesi..
PALA:Yer yatağı, yatılacak zaman serilip sabah toplanan yatak.(Uykusu gelen çocukların palasını seriverin,uyusunlar.)
DÖŞŞEK:Yer yatağının misafir için olanı.Kaba,kaliteli ve çok yünden yapılan yatak.(Misafir gelince altına kaba döşşek serilir.)
HORAGEÇMEK:Makbule geçmek, çok işe yaramak.
ICCAK:Sıcak
NAMAZLAA:Seccade.
İLEHEN:Leğen.
HUSA:Kaygı çekmek,endişelenmek.
AVUZ:İneğin ilk sütü.
EVMEK:Acele etmek.
YARSIMAK:Heveslenmek, özenmek.
GAVLAMAK:Soyulmak, yüzülmek..
ZINGILDAMAK:Sallanmak, sarsılmak.
DAKLAŞMAK:Karşı çıkmak, sataşmak,
AĞDIRMAK:Eşek ve at yükünün bir tarafa eğilmesi.
ONDAN KEYLİ:Ondan başka.
HOMSUK:Yumruk,kuralsız gelişigüzel yumruk.
POSKİ:Boks sporunun köyümüzdeki adı.
ISMARIÇ:Sipariş, birisine birşey ısmarlama işi.
ZAHAN:Sahan, bakırdan yapılmış kapaklı ve kalaylı tabak.
GUŞENE:Kapaklı ufak tencere.
UŞURAT:Kibar olamayan, dağınık,pasaklı.
KİMDAN:Patavatsız,konuşmasını bilmeyen.(Genellikle hanımlar kullanırdı)
GONGUR:Çocuklar ağlarken onların dikkatini çekip ağlamalarını durdurmak için söylenen hayali yaratık.
DUMAA:Nezlenin yöremizdeki diğer adı.(Dumaa olmuşum, burnum akıyor.)
GÖVERMEK:Ekinlerin topraktan çıkması. Vücudun bir yerinin alınan darbeyle morarması.
ŞEPİT:Yufka ekmeğin yöremizdeki ismi.
EYŞİ:Ekşi erik pestili.Yemeklere limon tadı vermek için yapılır ve kullanılırdı.
EŞİKLE:Kapıların eşiğine verilen yöresel isim.
ZAĞAR:Küçük köpeklere verilen isim.Av için kullanılan köpeklere de zağar denirdi.
PANİ:Küçük köpek. Köpek eniği.
YATSILIK:Uzun kış gecelerinde yatsı namazını kılıp gelince yenen yemek.
LENGER:Büyük kapaklı bakır sahan.
BENİLLEMEK:Uykudan zamansız ve usulsüz uyarılınca sabuk subuk konuşmak.
DAL:Omuz. Dalıma iki güğüm aldım, karakuyudan su getirdim..
ŞARBA:Başörtüsü..Eşarp kelimesinin yöremizde söylenişi.
KISIM:Avuç içi.Bir kısım ahlat verdim. İki kısım gelir...Bir avuç dolusu..
ÇATALKISIM:İki avuç dolusu..
SANÇMAK:Ağrımak, sızlamak.. Sabaha kadar dişim sancıdı uyuyamadım..
ÇİNTİ:Kadınların fistanlarının üzerine giydiği bol şalvar.
YILÇARMAK: Şımarmak, yılışarak şımarmak..
CIZLAK:Yoğurt kıvamında hamurun tavaya dökülerek ince şekilde pişirilmesi ile yapılan hamur işi yiyecek.
EBEGÖZLEMESİ:Bir kaç kat yağlı yufkadan yapılan gözleme.
KEDİBATMAZ:Suda pişirilen hamurun yağlı veya tatlı çeşni ile yenmesi.
HÖŞMERİM:Tereyağ, un,süt ile yapılan helva şeklindeki üzerine toz şeker dökülerek yenen yöresel tatlı.(HOŞ MU ERİM)Rivayete göre genç bir gelinin beyi askere gider. Yıllar sonra bir gün ansızın çıkagelir.Askerliği bitmiştir.Beyini ansızın karşısında gören gelinin ona ikram edeceği pek bir şeyi yoktur.Evde bulunan yağ,süt,un ve şekerle bu tatlıyı yapar.Beyine "Hoş mu Erim (Beyim) der.Bu tatlıyı seven gelinin kocası ara sıra şu "Hoş mu Erim" dediğin tatlıdan bidaha yapıver der. Böylece tatlının adı "Hoş mu Erim" den zamanla "Höşmerim" olur.
EYŞİ(Ekşi):Acı eriklerin ezilerek kurutulmasından yapılan pestil.Yemeklere limon yerine konurdu.
KELEM:Lahananın yöremizdeki adı.
ÇÜKÜNDÜR:Şeker pancarının yöremizdeki adı.
HAMBAR:Ambar, un,buğday,bulgurvb konulan, fare ve böcek giremeyecek şekilde yapılmış oda şeklinde kapılı yer.
SARPIN:Üstten kapaklı fiy ve arpa konulan küçük anbar..
KANDIL:Çok ince çam tahtasından kalıplardan örülen sepet.
SİTİL(ÇİTİL)İnce söğüt dallarından örülen sepet.
KÜFE:Söğütten örülen içine üzüm vb.konulan ve hayvanlaa sarılıp 50-100 kg yük taşınan büyük sepet
HANAY:Merdivenden eve çıkılınca oda kapılarının açıldığı boşluk.Hanaydan odalara girilir ve tuvalet tarafına geçilir.
ÇİÇEKLİK:Odaların genellikle hanay tarafındaki süslü iki üç katlı raf.Gaz lambası, el feneri, masa saati gibi eşya konulurdu.
KÜLLÜK PENCERESİ:Tuvalet tarafında olan,evin ocak külü, ev süprüntüsü gibi şeylerin atıldığı genellikle kapaklı ufak pencere.
GEZEK:Köyün sığır ve davarını sırayla ikişer veya üçer kişinin gütme işi.
TELLAL:Genellikle köy bekçisinin, köyün duyulabilecek bir yerinden, köylüyü ilgilendiren duyuruları bağırarak ilan etmesi.
BILDIR SENE:Geçen sene anlamına kullanılır.Bıldır yalnız kullanıldığında da geçen sene anlamınadır.
HOSLAK:Yöremizde balonun diğer adı.
GINDAP:İnce sağlam keten iplik.
YANGABUZ:Çok yaramaz.
GANCIK:Dişi cinsiyetli, erkek olmayan,kalleş, mert omayan anlamlarına kullanılırdı.
GOSTAK:Vakurlu vakurlu yürüyen..
SÖBE:Ekmek pişirme sonunda,sıcak küle gömülerek pişirilen sandeviç şekilli kül çöreği. (İkansızlıklar içinde ekmek saç'ı bulunamadığı hallerde sıcak küle gömülen hamur yanmadan pişirilirdi. Çok doğal ve müthiş koku ve lezzeti olurdu.)
KÜMÜK:Burnu yassı,kısa ve küçük olan.
BİGIDIM:Azcık.
BİDIKIM:Ağıza bir seferde sığacak kadar küçük.(Az veya küçük olanlar için kullanılırdı.)
GAVİLLEŞMEK:Anlaşmak, sözleşmek,söz birliği yapmak. (Arkadaşımla şu işi yapmaya gavilleştik.)
FİLİKE:Çeşme, açılıp kapanan musluk. Şu akan filikeyi kapatıver..
AVUNMAK:Oyalanmak, vakit geçirmek, sıkıntıları unutmaya çalışmak.
GARIN:İşkembe. Yöremizde mide ve göbek bölgesine de denir.Garnıma bir ağrı girdi..gibi.
YALAK:Köpek ve tavukların su içtiği,köpeğin yalının döküldüğü taş dibek.
OLUK:Pınar, çeşme ve kuyularn önünde kayvanların su içmesi için yapılan, pınarın içine aktığı bölüm, havuz gibi fakat küçük bölme.
MAHANA:Bahane kelimesinin yöremizdeki adı.
İŞLİK:Gömleğin yöremizdeki eski adı.
ÇEVRE:Bez mendil.Büyükçe olan mendile birşeyler sarılırdı, çıkılanırdı.
ÇIKILAMAK:Bohça veya mendilin içine birşey koyup sarmak, uçlarını bağlamak.Mendile azık çıkılamak.
BACALIK:Ocakbaşının üstündeki raflı bölüm.
OCAKBAŞI:Evlerde bacanın altındaki geiş yer. Burada ocak yakılır yemek pişirilirdi.Eskilerde ısınmak için de kullanılırdı.
GÖDEN:İman tahtası,göğüs kısmı..Gödenine vurmuş..
KÖMÜŞ:Mandanın yöremizdeki ismi.Eskiden Çavuşlar'ın(Derebaşı'lar) mandası olurdu.
PALTA:Balta, nacak, baltanın yöremizdeki ismi..
ANNAC:Karşı taraf.Balta ile odun yararken annacında durulmaz.Balta çıkıverir,annacında durma..
PELTE:Un,süt ve şekerle yaplan muhallebi..Genellikle bebekler ve misafirler için yapılırdı.
CERGE:Bahçe ve kır bostanlarında bekçilerin kalması için yapılan güneş ve yağmurdan korunmaya yönelik basit kulübe benzeri yapı.
BACALIK:Evlerde ocaklığın üstündeki raf, kibrit ve çıra vb konulurdu.
SİNSİN:Düğünlerde geceleri oyun oynamak için yakılan ateş.
HOSMUK:Direkt şeklinde karın bölgesini hedef alan yumruk.
BEBE:16-17 yaşından küçük çocuklara verilen isim. Şu oynayanlar kimin bebeleri?
EKİN:Arpa ve buğday bitksinin genel adı.
DESTİ:Künkten yapılm su kabı, testi.
EVİN:Harmanın iyice incelmişi.Veya kuru otun incelmişi. Otu çiğnemş evin etmişler.
ÇEÇ:Harmanda düven bitince savurma sonucu meydana çıkan dene(Tane) yığını.
YEMİŞ:Leblebi ve kuru üzüm karışımı çerez..
TAS:Su ve çorba koymaya yarayan kap..
DAM:Ahır..
MİNTAN:Gömleğin yöremizdeki adı.
KÖSÜRE:Bir düzenek üzerinde elle çevrilip su dökülerek bileme yapılan alet. Kösürede bıçak ve baltaları bilettik.
DÜVEN:Buğday saplarının üzerinden öküz ve at yardımıyla döndürülerek buğdayı saman yapan, denesinin çıkmasını sağlayan düzenek.
SIVATLA:Sıvazla,mesh et anlamına.Sırtını sıvatladı..
CAN HAVLİ:Bütün gücünü kullanarak canını kurtarmak istemek,tehlikeden kaçmak.
GIRITMAK:Başkalarını rahatsız edecek şekilde durmak, işe yaramamak...Ne gırdıp durursun? Yardım etsene.
URGAN:Kalın ip,halatın incesi.
HESDE:Hissenin yöremizdeki ismi.Meşe bıdanınca hesdelere ayrılır,ok atılarak taksim edilir.
NESİBETSÜZ:Normal davranmayan, patavatsız.
SOKULMAK:İyice yaklaşmak.
DEBİZDEMEK:Sık hareket etmek,otururken hareket edip durmak.
ÇİĞDEM:İlk baharda sarı çiçek açan, soğanı yenen bitki
DÜĞME:Çiğdemin çimenli yerde biteni.
YAĞLIK:Yenen yeri patatese benzeyen bitki.
GÖKDEDEM:Kardelenin yöremizdeki adı.
MADIMALAK:Madımağın yöremizdeki ismi.
ÇİNGİL:1-Üzüm salkımı.2-Sümüğün akması.Şuna bak çingili akyor,çingilli şey..
GIRNA:Huysuz anlamına.Ne gırna adamsın.
GAVİLLEŞMEK:Anlaşmak, söz ve düşünce birliği etmek.
DÜVE:İlk buzağısını buzalayan dişi sığır.
URGAN:Kendirden yapılan halat.
HELKE:Küçük kova.
İLMEK:Bir bağlama usulü. İpe ilmek attım.
KARALTI:Karanlıkta bir canlının hareket ettiği izlenimi veren
ANNAC:Karşı Taraf
SIVATLA:Eliyle sevmek,sıvazlamak.
SAVMAK:Göndermek.Başından savmak.Yol vermek.
FİREK:Anahtar.
SAL:Bırak, tutma,gönder.Sığırları dağa sal.Sıkı tut salıverme.
BÜK:Çevir. Öküze nal çakarken öküzü yatırmak için öküzün boynu bükülür.
ÇÖPEL:Süprülmesi gereken atık, çöp.
GUDUBET:Çirkin,giyimine dikkat etmeyen..
ELLER:Başkaları. Ellerin yolcusu geldi, bizimki nerede kaldı??
İMÜK:Boğaz. Adamın imüğünü sıkmışlar..
TÜYTÜK:Tiftik'in yöremizdeki adı.
MECAL:Güç,kuvvet.Çok yoruldum,hiç mecalim kalmadı.
NOHUSA:(Lohusa)Yeni doğum yapmış kadın.
GOYVER:Elinde tuttuğunu bırakıver. Bağlı olanı bırakıver, salıver.(Bağlı köpeği goyver de bi gezsin. İpin ucunu sıkı dut goyverme.)
CİNCİLE:Genellikle yaylada yetişen ufak mantar.Cincile öbek öbek olur.Bir öbekten bir yemeklik cincile toplanabilir.Kavurması çok lezzetli olur.
KIN:Bıçak ve kama konan bele takılan kap.Kılıcımı kınından çıkardım.
KİRTİN:Kirin çok hali.Kalınlaşmış kir tabakası.Elleri kirtin bağlamış.
HELHEL:Tavuk ve civcivlere zarar veren alıcı kuş.(Kartal, şahin, atmaca..)
GAKLIK:Büyük taş ve kayaların üzerindeki tas ve tencere gibi içine yağmur suyu dolan oyuklar.Gaklıklardan kuş ve keklikler su içerdi.
GÖYNEK:Gömlek,içe giyilen uzun el dikimi atlet.


1-Ağdırma : Yükün bir tarafa yatması, dengesiz, eğri, bir yere eğilme
2-Annac : Bir şey ile ayrılmış taraf ( karşı veya yan anlamında kullanılır)
3-Daklaşmak : Husumet bağlamak, sataşmak
4-Apıldamak: emeklemek
5-Çekelüz : Sincap
6-Dalamak : Hafif etkileyecek şekilde yakmak (özellikle ısırgan için kullanılır ) + Hayvanların kavgasında galip gelenin yaralayarak yaptığı eylem
7-Eze vermek: taziye ziyareti
8-Gaylı : Artık
9-çon : Kalça, sırt
10-Namazla : seccade
11-Zıngıldama : Sallanma
12-Eccük : Biraz, bir parça, azıcık
13-Baynımak: Büyümek, gelişmek
14-Dıkım : Lokma -İki dıkım bişey yidin taa- Smile
15-Emenmek : Bir yerden bi yere gelmek (ama biraz zorlu geliştir emenmek)
16-Yarsımak : Özenmek, heveslenmek
17-Bürgü : Bele kadar uzanan genelde yaşlı teyzelerimizin taktığı başörtüsü
18-Gavlamak : Derinin ayaz yada güneş yüzünden tahriş olması
19-Evmek: Acele etmek, aceleci olmak (aceleci olanada evecen derlerdi yanlış bilmiyosam)
20-Zahra : Hayvanlara verilen saman ot
21-Cartturuvermek : birilerini yarı yolda bırakarak bir işten vazgeçmek
22-Çemkürmek: Hiddetli ve durmadan bağırmak, söylemek
23-Yantiri : Eğri büğrü yürüyen
24-Gıdı: Çam kozalağı
25-törsengi : ters adam asi
26-Alengelli : sağı solu belli olmayan
27-Yangabuz : huysuz ters adam,
28-Muzur : şımarık yaramaz
29-Gahillenmek : efkarlanmak
30-Gök gözlü : mavi gözlü
31-Toyga : yayla çorbası
32-Elekçi : Çingene
33-Hanayıt: salon koridor veya hanay
34-Ganayaklı : kız çocuğu, kerime veya hamarat saf kız
35-Galan: Artık
36-Muştu: Müjde
37-Hursuz: Hırsız
38-Göynek;Gömlek, elbise
39-Gön: Deri
40-Baggaç: Bakraç
41-Gaylı: Bundan sonra
42-Husa: Kaygı
43-Abıca: Amca
44-Edepsüz: Terbiyesiz
45-Cingan: Çingene
46-kıstırma: iki büsküvi arasına lokum koyularak yenen eskinin meşhur tatlısı.
47-ganaz-herhalde
48-zelbeş-serbest
49-çömçe-kepçe
50-sındı: makas
51-Küllük = Helá, tuvalet
52- Edük = Ayakkabi
53-Gökyesil = Kertenkelenin bir türü
54- Kümbül = Patates
55- Kedi batmaz = Hamurla yapilan bir tatli
56- Fengire = ip egirme aleti
57- Avla = Çit
58- Eyseri = Çivi
59- inbal = Ucu çivili degnek
60- Diyaza ya da deyaza= Teyze
61- Vurgunun yavuz gelsin = Beddua sekli, ilenç
62- Naha cigerinin eymi = Beddua sekli, ilenç
63-Ciyeriinin baandan vurul: Beddua sekli, ilenç
64-Ermelere yetişmeyesin: Beddua sekli, ilenç
65-Ermiyesice : Beddua sekli, ilenç
66-Başını yesin: : Beddua sekli, ilenç
67-Yığıla kalasıca : Beddua sekli, ilenç
68-Ciğerinden avlansın : Beddua sekli, ilenç
69-Gönenmesin : Beddua sekli, ilenç
70-İrip yetişmesin : Beddua sekli, ilenç
71-Tahtaya konasıca : Beddua sekli, ilenç
72-Albaşli gelin olasin = Bekar kızlara dua şekli
73- Gelin aganci = Gelin alayi
74- Kas = Pencere
75- Sergen = Raf
76- Gökgörmedik = Sonradan görme
77- Yaşmak = Tülbent
78-Şarpa: eşarp
79- Ünnemek = Çağırmak
80- cılbır =Tasma,yular
81- Soygu = Kavak,söğüt kabugu
82- Ayakcak = Merdiven
83- Nacak = Balta
84- Erkeç = Erkek keçi
85- Çepiş = Yavru keçi
86- Tokaç = Çamaşır yıkamak için kullanılan sopa
87- Çaya konmak = Çamaşır yıkamak
88- Evermek = Evlendirmek
89- Ağnanmak = Devrilip yatmak
90- Sübere= Manti
91- Cümcük = Eksili, içi boş manti
92- Cızlama = Yaglı ince bazlama
93- Cizlavut = Kara Lastik ayakkabi
94- Misifa = Yüksek oturma yeri
95- Sergen = Raf
96- Salak = Koyunlarin kaldigi dam
97- Cırdama = Zayif,huysuz çocuk
98- Ömrün çoğolsun = Ömrün uzasin
99-müstağmel: kullanılmış eski eşya
100-tolu: dolu
101-edük: ayakkabı
101-a-kösten: çarık
102-Nörüyon :Ne yapıyorsun
103-Bıldır :Geçen yıl
104-Geddük :Getirdik
105-Hincik :Şimdi
106-Bıgıdım :Azıcık
107-dıkım: parça (ekmek parçası)
108-Böğön :Bugün
109-Gideydük:Gitseydik
110-Eze :Cenaze evine taziye ziyareti
111-Geri :Uzak dur
112-Gössatan :Uyanık yaramaz
113-Geliyonmu:Geliyormusun
114-Meh : Al
115-İhicükya :İşte burada
116-Gıı :Kızlara söylenen istemin arkasına eklenir
117-Laa :Erkeklere söylenen sözlerin arkasına eklenir
118-Goydum :Bıraktım
119-Bıza :İneğin yavrusu
120-Ağuz :İneklerden ilk çıkan koyu kıvamlı süt
121-Gülü : Hindi
122-Gapkaç : Tabak çanak
123-Besimet :Bazlama
124-Salma :Gönderme,iletme
125-Böörme :Tosunların çıkardıgı kendine has ses
126-Böörek ya da böyrek :Böbrek
127-Sumsuk :Yumruk yapıp itelemek
128-Pisleğeç: uzun saplı hamur için kullanılan ucu oval tahta veya demir
129-Eysiran: hamur kesmek ve temzilemek için kullanılan kısa saplı ucu düz metal
130-Yaslahaç : bazlama pişirmek için kullanılan yuvarlagı bazlama büyüklüğünde olan kısa saplı yuvarlak tahta
131-Turhan: Yayık yerine kulanılan toprakdan yapılmış nesne
132-Bakacak: turfan çalkalamakda kullanılan uzun oklava tipli tahta
133-Merteba: tepsi
134-Mayıs: tezeğin hammaddesi inek pisliği
135-Çinti: kadınların iş için kullandıkları bol şalvar tipi giyisi
136-Sürgüç: temizlik bezi
137-gade: cam bardak
138-Zini: Sini
139-Zoba: soba
140-Canavar: Kurt
141-Börtme : Haşlanma, yanma
142-Cınnak : Baharda toplanan, yenilebilen bir ot türü
143-Çilbiri : Yoğurtlu yumurta yemeği
144-Çükündür : Pancar
145-Dünürşü : Kız alıp vermeyle kurulan hısımlık
146-Gagalama : Saklanbaç oyunu
147-Gözer : Eleğin seyrek olanı
148-Harbalı : Düğünlerde gelinlere giydirilen kadife üzeri sırma işlemeli baş giysisi
149-Karakavuk : Baharda toplanan ve yenebilen bir ot türü
150-Mısmıl : Mundar olmadan (ölmeden) kesilen hayvan
151-Rahmet : Yağmur
152-Şişek : Bir yağıştan sonra dişi tokluya verilen ad
153-Yalamuk : Çam ağacının kabuğuyla gövdesi arasındaki, yenebilen, tatlı ve sıvı madde
154-ramuk: römork
155-gayış: kemer
156-dıkmak: yedirmek-ittirmek
157-püllük: çalılık
158-Örüsger: rüzgar
159-Gak: acı elma kurusu
160-gısırgan- ısırgan otu
161-döven- Tohumlu bitkilerin saplarını saman haline getirip, tohumlarından ayırmaya yarayan, at, öküz gibi hayvanların çektiği, altı çakmataşlı, eskiden üstüne binmenin çocuklar için ayrıcalık olduğu alet. (biner binmez eline tas tutuşturulurdu, nedenini binenler bilir )
162-güccük-küçük
163- don yada esvab: genel olarak elbise
164- bürgü: özellikle yaşlı kadınların taktığı bir çeşit baş örtüsü
165- dolaşuk: sorunlu, yaramaz işleri olan
166-dal:omuz
167-yence: hafif
168-köpen: işe yaramaz bez parçası, paçavra
169-çencire: tencere
170:-gırkmak: kesmek, kırpmak
171-dayak : Eşeğe odun sararken destek alınan düzgün odun parçası
172-gazel : Sonbaharda ağaçlardan düşen yapraklar
174-Pöstür pöstür : dağınık yürümek, ayagını sürte sürte gitmek
175-göden: göğüs, göğüs kafesi (gödenimde bir sancı va)
176-Cınsımak : Çürümeye yüz tutmak
177- nahaa eymi: ilahi sende! anlamında bir ünlem
178-Zaldır zuldur : Giyiminin tertipsiz olması
179-Nagada: ne kadar
180-Çenen çekilsin: Geveze ve boş konuşan, baş ağrıtan kişilere yapılan bir buddua, ilenç
181-ilenme: bedduanın eş anlamlısı
182-aganin: abisinin anlamında bir söz.
183-Allah ilayını versin: Allah müstakını versin, Allah layık olduğunu versin
184-Öllüğün körü: istanbul türkçesindeki "elinin körü"nün çamlıderede söylenen hali
185-bıkırdamak: kıpırdamak (bıkır bıkır edip durma)
186-hasbanın peki: bir tür beddua (genelde öllüğün körüyle aynı cümlede kullanılır. Hasbanın pekiynen öllüğün körü:)
187-Üvütlemek- ayrımak, seçim yapmak, seçmek
188-Temin: az önce
189-bigıdım: az
190- zerede zere: ganeyimde ganeyimin eş anlamlısı çok aydınlatcı oldu sanırım. "Belliydi böyle olacağı" gibi bir anlamına geliyor.
191-Evsük: esksik
192-şıpırttak: hemen
193-Yuka- ince
194-Eme yarar: işe yarar
195- hora geçmek: makbule geçmek
196-tonra: vücuttaki kir
197-seme: 1)sersem 2)sade
198-san: tatsız meyve
199-sorutmak: surat asmak
200-sormak: emmek
201-Tüytük-tiftik yünü
202-yayak- yürüyerek
203-aruk- zayıf
204-gıvrak gıvrak: çabuk çabuk, hızlı hızlı
205-galgımak: zıplayarak koşmak
206-gag- kalk ünlemi
207- Zıbardurun: döverim
208- Götüme: götürmek eylemi
209- go: koy
210-hınzıroğlu hınzır: genellikle kötü düşünen, cin fikirli kişiler için kullanılır. Ama bazen hoşa giden bir davranışta bulunan kimse için şaka yollu söylenir
211-Noocaakı şu: gereksiz, yapılmaması gereken davranış, iş için kullanılır.
212-miyane:muayene
213-Şıhlar: Çamlıdere'nin eski söylenişi (Şeyhler)
214-Dede: Şeyh Ali Semerkandi Ks. için kullanılır.
215- Örüklemek: Bağlamak, sabitlemek (genellikle hayvanların toprağa çakılan bir demir vasıtasıyla bulunduğu yere sabitlenmesi anlamında kullanılır)
216-Naha vurgunu yavuz gelesin:zarar göreceksin
217-Ustun-Tavan
218-halep:kurutma,
219-helük:küçük taş
220-ganşatmak:gevşetmek,yıkılmak,
221-beygir:at
222-döşşek ya da pala:yatak,
223-asbap:elbise,
224-gire:pazar,
225-girertesi:pazartesi,
226-gannım:karnım,
227-mevlam gakacı:ağrı,
228-elamsa:gökkuşağı, (r)
229-dalaz:rüzgar,
230-nuzul enme:felç,
231-saplıca:apandist agrısı,
232-essah:.doğru
233-mugallit:komik
234-zelletli:leziz,tatlı
235-evöön:evin önü,
236-gerisergen:kapı arkasındaki raf,
237-kestenkela:kertenkele,
238-misifa:sedir,
239-gusulhane:banyo,
240-keygür:maşrapa,
241-helke:bakraç,
242-uyra:rüya,
243-püsküüt:büsküvi,
244-kedibatmaz:birtür hamur tatlısı,
245-şepit::yufka,
246-acıgakgözü:hoşaf koyulan dolap,
247-gami:kazma,
248-oda:köy konagı,
249-ehil:yavaş,
250-sundurma:uzatma,
251-firak:anahtar,
252-dam:ahır,
253-çiten:buza koyulan ahır
254-Sokağa gitmek: misafirliğe gitmek
255-sokakçı: evden eve gezenler için kullanılır
256-ığıl ığıl: yumuşak
257-Ipıl ıpıl: parlak
258- mahana vermek: eleştirmek,
259-Avruklamak: Eşyaları sararak taşınacak hale getirmek, Göç
260-kelamı kadim dutsun: yemin vermek, yemin etmek
261-cümcük: içi boş hamurun papyon haline getirilmesiyle yapılan bir tür makarna
262-pönnepeli: bir yemek
263- cömcöm balığı: kurbağa yavrusu ya da larvası
264-götdüü? : götürdün mü
265- çatıyo: musallat oluyor
266- Dırış dırış: emek vererek, zorluk çekerek
267- evelüksüz çikin şey var aş git şurdan = yaramaz, haylaz çocuklara bi sitem şeklidir git gözüme görünme anlamına gelir
268- av zaarı= av köpeği (&)
269- zahan = demir tabak
270- yal = köpeğin önüne dökülen suyla unun karıştırılmış hali
271- zaldur zuldur= şapşal dikkatsiz
272- avu =başında sarı çicekleri olan bir ot (2. anlamıda zehir anlamındadır)
273- mırrık =yapışkan çamur
274- özehet:hemencecik
275- bestek :ciddiyetsiz, gevşek kişi için kullanılır
276- şartasuz :utanmaz adam,
277- mındar: pis,
278- naha alın yeşilin döküle gomaya emi:beddua ,
279- evecük:acele davranmak,
280-güdükleme:küçük sopa
281-islahım:epeyce
282-fengere ya da fengire: yün eğirmek kullanılan araç
283-çıtıl-ince ağaç parçası
284- nineyim: ne yapayım
285-ötden gelmek - karşı dan gelmek
286- ansuzlayın ya da ansuzun- bir anda gelişen olay
287-cızga yol - patika
288-Tolusa - Yemek çeşiti yumurtalı sarımsaklı üçgen şekilde mantıya benzer bir hamur işi
289-kuş düneyisice ; Beddua şekli, ilenç
290-Yedi Bıldırdan Ölümüsün - hadi çabuk ol ,olaylara hemen tepki verilmesi için kullanılan söz
291-zebil - çok,haddinden fazla
292-diz bezi Pijama
293-Eyeşme: iddialaşma , birbirini çekememek
294-pöstür pöstür:...kıyafetine önem vermeyen(zaldır zuldurun eş anlamlısı)
295-bözür bözür:...bir işi olması gerekenden çok yavaş ve gönülsüz yapan
296-gıyıkaçmak yada gıygışdırmak:...yarı aralamak
297-ışıklarımız yanmayuru: Çukurören, Dağkuzeren, Osmansin, Güneyköy, Çörten, Belen ve çevresinin "elektiriklerimiz yok" anlamında kullandıkları söz
298-gıslaaç:yengeç
299-Helhel - Kümes hayvanlarını avlayan doğan ve şahine verilen ad.
300-şınnımak:şımarmak
301-üre:hitap şekli
302-abıcanın:amcanın
(komşu Yoncatepe Köyü sitesinden alıntıdır)

 
  Bugün 9 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı! Tüm Hakları saklıdır  
 
ACILAR PAYLAŞILDIKÇA AZALIR....MUTLULUKLAR DA PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol