ANKARA-ÇAMLIDERE-İNCEÖZ KÖYÜ
   
  Ankara-Çamlıdere-İnceöz Köyü-Koca Harman
  27-Su Taşıma Kültürümüz
 











Başında nice sohbetlerin yapıldığı , köy haberlerinn kulaktan kulağa yayıldığı  PINARÖNÜ  (Bunaröö) Köyümüzün tarihi çeşmesi.Hacıvelilerden Hacıosman tarafıdan yaptırılmıştır. Kadir Gecesinde bir saatte dünyanın bütün sular tatlanırmış. Zemzem gibi tatlanırmış.Bundan dolayı kadir ecelerinin sabahı ilk pınara varan zemzem gibi bereketli ve şifalı su doldurur diye inanılırdı.Hanımlar sabah erkenden ilk suyu doldurma yarışına girerlerdi..
Taze gelinlerin gerdek gecesi sabah erkendensuya gitmesi ve pınardan su getirmesi adettendi.Bu hareket gelinin hamarat, çalışkan, becerikli ve uğurlu olduğunun işaretiydi. Sudan gelen gelin sabah namazını kılar ve güneş doğmdan bütün köye el öpmeye çıkardı. Damatla beraber el öperdi. Hata çok küçük çocukların bile elini her ikisi de öperdi.El öptüğü evden onlara usulünce bahşiş verirlerdi. Onlar da gittikleri her eve "dürülük "denen hediye götürürlerdi. Dürülükler takke, çorap, havlu, seccade, mendil...gibi şeylerden oluşurdu. Gelinler elimizi öpünce "elimiz ağardı, beyazlaştı" diye svinirdik. Gelin ve damat sabah çok erkenden bu ziyaretlerini bitirirlerdi.

                                                                                         

Nice müslümanların namazının kılındığı musalla taşı. Köyümüzün cenazelerinin namazları burada kılınırdı. Bu uzun. düz, geni taşın üzerine konurdu tabutlar..Cenaze namazı kılındığı için buraya "Meyteller" denirdi.Meyteller "meyyit elleri= ölü elleri anlamına gelirdi. Köyümüzün üç dibeğinden birisi olan taş dibek. Biri meytellerde, biri kocaharmanda biride dorukta bulunurdu..



 Eskiden Karakuyulara herkesin günde birkaç defa işi düşerdi.  İçme suyu Pınardan , kullanma suyu ise kuyulardan alınırdı. Köy pınarımızın suyu çakmacuktan gelir.Pınar eskiden caminin ve köy odasının önündeymiş. Daha sonra arıza yapmış. Karahalil gilin evin yanına nakledilmiş. Orada da arıza yapınca şimdiki yerine nakledilmiş. Köy çeşmemizi Haciveliler sülalesinden, Hacıosman İsimli kişi yaptırmış. Üzerindeki tarihe göre yüzelli yıl geçkin bir tarihi vardır.
  Pınarın yanına köylü ik tane kuyu kazmış. Kuyulardan su, önceleri kovalarla çekilirdi. Kovalarla su çekerken bazen hatalar yapılır, kovalar kuyuya düşerdi. Düşen kovaları çıkarmak içn çengeller olurdu. Köyde bazı komşularda kova çıkarma çengelleri olurdu. Lüzum edince gidip onlardan istenir ve kovalar çıkarılırdı.



BUNARÖÖ DEDİĞİMİZ KÖYÜMÜZÜN BU ÇEŞMESİ 1769 TARİHİNDE YAPILMIŞTIR.2011 YILI İTİBARİYLE YAPILALI 242 SENE OLMUŞTUR.






KUYULARLA  İLGİLİ  EFSANELER

 Rivayete göre bir sene kuyuların suyu kurumuş. Millet eşeklerle kavaklardan su taşımaya başlamış. İbadet ve taatı düzgün olan köyümüze bir gün Hızır AS gelir. Susuzluğu imtihan etmek ister. Köy hanımlarından birinden su ister. Bir yolcu kılığında gelmiştir. Köylümüz hanımefendi "Sularımız kurudu, ama size ayran ve yiyecek ikram edeyim der". Köylülerimizin bu misafir severliği Hızır AS ın çok hoşuna gider. Dua eder. Ertesi gün gece teheccüt namazına kalkan köylülerimizden bir kaç kişi, Hızır AS ı başında bir dibek taşı takke gibi giymiş, kolunda da merrmerden büyük bir bilezik olduğu halde geldiğini görür. Dibeği Meyteller sokağına Muammer dayı gilin evin yanına ,Kürdoğullarının odasının önüne koyar. Mermer bileziği de karakuyunun  söğütler tarafında olanının ağzına koyar. Köylü sabah kalktığında kurumuş olan kuyuları su ile dolmuş olduğunu görür. Halen bu mermer bileziğin kuyuda durduğu söylenir.


KARAKUYULARIN SOSYAL YÖNÜ
 Karakuyuların bir yönü de sohbet, hanımların birbirini görme , hasretlik giderme ve muhabbet yeri olmasıydı. Karakuyularda çok mu çok tatlı sohbetler olurdu. En taze haberler buradan yayılırdı köye. En tatlı dedikodular burada olurdu. Hanımlar birbirini uzaktan görünce dedikodu yapmak için suya giderdi. Dünürlük, evlenme, hastalık, alıp satma,iyi ve kötü haberler buradan yayılırdı köye.Kuyubaşı bir yerde haber merkezi gibi çalışırdı.


 Bu kuyulardan önceleri kova ile su çekilirdi. Kuyu suları genellikle kullanmak içindi.İçme suları pınardan alınıdı. Kuyulara daha sonra tulumba kondu.Ağızları kapatıldı.Daha sağıklı hale geldiler..




İNSANIN EŞEKTEN ALACAĞI DERSLER!
 
Niyazî Mısri Ne GÜZEL İfadeleştirmiş:
Nâdânı TERK ETMEDEN 
Yârânı Arzularsın,
Hayvânı Sen Geçmeden İnsanı Arzularsın.!》
 
“EŞEK” deyip, geçmeyin!
Her ne kadar insanoğlu türlü akılsızlıkları “eşşeklikle” nitelendirse de en güzel gözlere sahip bu sevimli hayvan, yerine göre çoğu insandan daha akıllıdır… Örneğin “Eşek, iyi bir yol mühendisidir. Yokuşları en fazla % 7 eğimle ve kısa mesafelerde virajlar alarak çıkar.” dediklerinde ben de inanmamış ve nivelman yaptırmıştım. Yani topoğrafik aletle ölçüm. “Sonuç şaşırtıcıydı: % 7“…
Hani bu konuda çoğumuzun bildiği meşhur bir Anadolu fıkrası vardır:
1950’li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye’ye. Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Nafı’a mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış. Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:– Ne yapıyorlar böyle?
– Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
– Nasıl yani, anlayamadım?
– Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz demişler.
Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
– Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Yetkili bozgun… Cevap vermiş:
– Amerika’dan mühendis getirtiyoruz.
Eşek iyi bir kılavuzdur: Gittiği bir yolu hiç unutmaz ve o yoldan şaşmaz. Bu nedenle deve veya katır kervanlarının önüne daha önce bu yoldan gitmiş bir eşeği kılavuz olarak koyarlarmış.
Eşeklerin gözleri dört ayaklarını da görebilecek şekildedir..
Evet, eşek akıllıdır… Düştüğü çamura bir daha, asla düşmez. “Eşşek bir defa çamura düşer!” deyimi bundandır. Biz eşek miyiz diye düşündüm, bazen eşşeklik ediyoruz, çamurdan çıkamıyoruz…
 
İKİ AYAKLI'ların DÖRT AYAKLI'lardan ALACAĞI İBRETLER OLMASI da APAYRI bir İBRET KONUSU Olsa da .?!
 
AKLI OLMAYIP SADECE İÇGÜDÜ ve YARADILIŞ FITRATI  İtibariyle FARKLI ÖZELLİK ve NİTELİKLERİ Olan İnsana HİZMET için YARATILAN HAYVANLARA Birebir BENZEMEK veya KUTSAYIP İLÂHLAŞTIRMAK HİÇ de AKIL ve İMAN ESERİ DAVRANIŞ OLMASA GEREK.!
 
BİZ İNSANLAR, EŞREFİ MAHLÛK Yani YARATILAN EN ŞEREFLİ VARLIK Olarak ADLANDIRILMIŞIZ. 
Diğer BÜTÜN MAHLÛKATTA BULUNAN FITRÎ ÖZELLİKLERİN BİZ İNSANLARA AÇILAN BİR HİKMET ve İBRET PENCERESİ VARDIR.
O TEFEKKÜR ile  BAKIP GÖRÜP TECHİZATLANMALI.!
 
 EEEE Atalarımız Boşa Dememiş: 
"ADAM Adamdır, OLMASA da Bir PULU;
EŞEK Yine EŞEKTİR 
ATLASTAN Olsa da ÇULU."
Eşek ahrette dirilecek..Sahibi ve zulmeden diğer insanlardan hakkını alacak.Sonra toprak olacak...
Bunu gören günahkarlar, zalimler, Kur an hükümlerine göre miras paylaşmayanlar,sihir ve büyü ile akrabasına zarar veren alçaklar, bunu görüpte susan dilsiz şeytanlar "" eşeğin toprak olmasına imrenecekler.. "Ya leyte ni küntü turaba" keşke biz de toprak olsaydık diyecekler..
                Ahir zamandır ki at izi it izine karışmış. Emanet ehlinden alınmış ehil olmayan zalimler eline geçmiş. Din hizmetleri para için geçim sağlamak gelir elde etmek için yapılır olmuş.ALİMLER BOZULMUŞ Kİ...alem bozulmuş..Ümmeti Muhammed in evladı boğazın azgın suları gibi cehenneme gidiyor sözde din adamları bakıyorr...Ey Allah ın dini üzerinden maaş alanlar  sözü ile davranışı ile dinden çıkan küfre düşen Müslüman çocukları sizi hiç mi üzmüyor??Yıkılan yuvalara hırsızlık ve arsızlığa yolsuzluğa dur demeye hiç mi yapacak bir şeyiniz yok?? Boşanmaların çokluğu , yıkılan yuvalar evden atıldığı için cinayet işleyenlerin rehabilitesinde Allah dinin olumlu etkisi yok mu?? Yoksa siz mi ehil değilsiniz?? Devlet sırlarını satanlarda yolsuzluk yapanlarda din adamlarının mesuliyeti yok mu?? Erkekler küpe takar olmuş...Dövme yapar olmuş..Gayri meşru nikahsız yaşama normal görülür olmuş..Erkek erkeğe evlenme serbest olmuş..Biz her şeyimizle gavura benzeyecektik de Çanakkale savaşını ve Kurtuluş Savaşını neden yaptık?? Hazreti Ömer"" DİCLE KENARINDA BİR KOYUNU KURT KAPSA ÖMERDEN SORAR ONU ADLİ İLAHİ" sözü islami mesuliyet düsturu değil mi???














 NEFSİNİN KÖLESİ OLMAK
   Arşı Azamın Rabbına Hamd ve senalar olsun. Allah CC nun en sevgili kulu Efendimiz Muhammed AS a Salatu selamlar olsun. Allah CC bizi yoktan var etti. İslam devleti ve nimeti ile şerefli kıldı. Ey Rabbim bizi gözümüzü açıp kapayacak zamandan daha az bir vakit olsun kendi halimize nefis ve şeytana bırakma.
    Alemlerin Efendisi AS efendimiz ümmetini çok sever idi. Onlar için her sene kurban keser idi. Sabahlara kadar ümmeti için dualarda bulunur idi. HER İNSAN İÇİN HEM CENNETTE HEM DE CEHENNEMDE YER AYRILMIŞTIR. İnsan iradei cüziyesi ile bu iki yerden birisini tercih eder ve orayı kazanmak için çalışır. Şeytan ı lain kibiri gururundan dolayı isyan etti ve Allah CC nun emri ile secde etmediği Adem AS ve nesline düşman oldu. İnsanları devamlı azdırır. Kötülük ,isyan ve fesatlık emreder. Allah CC da Rahmetinden olarak insanlara Peygamberler , kitaplar ve peygamber varisi dini güçlendiren mürşidi kamiller göndermiştir. Bu iman ile küfür mücadelesidir ki kıyamete kadar devam edecektir.
   Allah CC nu en güzel ve doğru olarak Peygamberler tanır ve kulluk ederler. Sonra da Allah CC nun Veli kulları Allah ı tanır. Ve derecesine göre iman sahipleri Allah CC nu tanır. Peygamber Efendimiz çok merhametli idi. Ümmeti üzerine çok düşkün ve haris idi. O 'na ilk iman eden yetişkin Hz Ebu Bekir Efendimiz de çok merhametli idi. Her gece kalkıp kıldıkları teheccüd namazlarında "Ya Rabbi ""Ebu Bekir' i cehenneme koy ve vücudunu öyle büyüt ki cehennemde başka kimseye yer kalmasın" diye dua edecek kadar merhametli idi. 
   Adalet numunesi Hz Ömer in oğlunun bir suçu sabit olmuştu. Şer an seksen sopa vurulması gerekir idi. Cezayı halife olan Hz Ömer icra edecekti. Had cezasının sonlarına doğru oğlu öldü. Kalan sayıyı da ölüsüne vurdu. Sonra ağladı. Niçin ağladığını soranlara cevabı şöyle oldu. "Acaba Allah CC nun had emrini yerine getirir iken kusur ettim mi " diye ağladım dedi.
   Ahir zamandayız. Deccal fitnesinin ayyuka çıktığı devir. Dini İslam ın garip devri. Emanetin ehlinden alındığı devir. Müslümanların iman zafiyetlerinin zirve olduğu devir. Birlik beraberliğin bozulduğu devir. Hz Ömer Efendimiz birinin hata yaptığını görünce Ona kızar ve "Bre Nefsinin Kölesi " dermiş. Yasini Şerifin 5. Sayfasında Allah CC Adem oğullarına " Ey Adem Oğulları Şeytana İbadet Etmeyin " buyurur. Demek ki insanlar farkında olmadan şeytana ve nefislerine tapıyorlar. Ashabı Kiram o cahiliyet devrinde Peygamberimizin mucizelerini gördü. Bereketli ve hayat kaynağı sohbetlerine katıldı. Mübarek sohbetleri ve terbiyeleri ile yetişti. Ashabı Kiramın Hepsi Cennetliktir. Hepsinin ahret makamları çok yüksektir. Ashabı Kiram yıldızlar gibidir. Hepsi doğru yoldadır. Ve kendisine uyup tavsiyelerini tutanları cennete götürür. Hepsi mezhep imamı gibidir.
   İçinde bulunduğumuz devir tuzun koktuğu devirdir. İsmail Hakkı Bursevi Hazretleri Ruhul Beyan tefsirlerinde Osmanlı nın yıkılışının kıyamet alametlerinin sonuncularından olduğunu bildirir. Osmanlı dan sonra aslı yahudi olan kör deccal in aslı yalan olan fitnelerinin devridir. Deccali lain çok yalancıdır. İnsanları yalanları ile sapıtır ve cehenneme sürükler. Yalancılıkta dünyaya onun kadar yalancı gelmemiş ve gelmeyecektir. Bundan dolayıdır ki peygamberimiz onun hakkında " Ek kezzab el kezzab  el kezzab" buyurmuşlardır. Kezzab çok aşırı yalancı anlamınadır. Deccal in en büyük yardımcısı yahudi milletidir ve kafir cin taifesidir. Bütün peygamberler deccal in şerrinden Allah CC na sığınmışlardır. Bu melun Peygamberimiz zamanında ve Hz Mehdi zamanında zuhur edeceği işaret buyrulmuş ve öyle de olmuştur. Deccal in yalan ve desiselerini ancak çok kuvvetli iman sahipleri anlayabilir. Bundan dolayıdır ki namazlarda tahiyatta selam vermeden önce " Allahümme inni euzubike min azabı cehennem ve euzubike min azabilkabr ve euzubike min fitneti mesihiddeccal ve euzubike nin fitnetil mahya ve memat" duasının okunması emredilmiştir. Tahiyyat ta Rabbenalardan sonra bu dua mutlaka okunmalı ve öyle selam verilmelidir.
   Osmanlıyı yıkan yahudiler İslamın ve Müslümanların önünü kesmek için Müslüman kıyımı yapmıştır. Üniversitelerde görevli öğretim üyelerinden, müftü ,imam,vaiz beş yüz bin civarı Müslüman asmıştır. Peygamberimizin devletinin devamı olan ordusuna Mehmedcik diyen devlette İslamın gücünü yok etmek için. Ülkede yönetimi tamamen ele alan yahudiler Müslümanların tekrar ayağa kalkıp şahlanmaması için azim şekilde gayret sarfetmişlerdir. Diyanetin başına aslı yahudi fakat Müslüman görünümlü kuklalar getirmişler. İslam'ın devamını sağlayan dini medreseleri kaldırmışlar. Ezan okumayı yasak etmişler. Bir kilise ve havra kapatılmazken 20 bin den fazla cami tahrip etmişler. İşin garip tarafı Müslümanlar bu durumu görüp bildiği halde bu yıkımı zorla kabullenmek zorunda kalmışlar ve zaman sonra farkında olmadan benimsemişlerdir. Yani deccal yalanları herkesi kandırıyor. Şuurları bulandırıyor. Din zayıflamış. Ülkede bir din  teşkilatı var ama din görevlileri dinin hükümlerini olduğu gibi doğru söylemesi yasak. Dinin anca ibadet hükümleri söylenebiliyor. Cumartesi havra , Pazar kilise tatili. Yahudi ve hıristiyan inancına saygı var. Cuma günü Müslümanların bayramı. Mesai saatine rastlarsa Müslüman memurlar Cuma kılamaz. Kılanlar idareten kılabiliyor. Hoşgörülü davranmalar oluyor da kılabilyor. Ama yahudi ve hıristiyanların hakkı neden Müslümanlarda yok? Üstelik Osmanlı bakiyesi hilafet bakiyesi Müslümanların ülkesinde..
   Bu yıkım sonunda bir zamanlar boşanmanın sıfır olduğu ülkede boşanmalar ne durumda. Fakirlerin zekat ,sadaka ve öşür gibi islami güzelliklerle en mutlu olduğu ülkede hırsızlık yolsuzluk hemen hemen sıfır idi. Şimdi ne hallerdeyiz. Bilinmeyen bir mevzu din adamlarına sorulur idi. Şimdi dini bir mevzu olunca hemen ""bana göre "" diyoruz. Dinde bana göre olur mu? Din Allah ın hükmü. Allah ın hükmü karşısında bana göre denir mi? Dinimizin Allahımızın emri ne ise o demeli.Cahilliğimizi ve noksanlığımızı bilemeyecek göremeyecek hallere düşmüşüz. İlahiyat fakültelerinde İmamı Azamı beğenmeyen öğretim üyeleri var. Gayesi bilinmeyen kültür anlaşmalarıyla İran mollaları bizim ilahiyat fakültelerimizde bizim din adamlarımızı yetiştiriyor. Bu ne gaflet.. İmamı Gazali yi beğenmeyenler var. Deizm, satanizm, mezhepsizlik almış yürümüş. Telaviv İslam Fakültesi mezunları boş durmuyor. Dünya Müslümanlarını çok yönlü uğraşarak bozuyorlar. Ehli sünneti savunanlar garip. En yetkili kişilerin Otlukbeli ve Çaldıran savaşlarının sebeplerini bilmemesi, bilememesi veya umursamaması çok acı. Peygamberin övdüğü millet ve nesil harap oluyor. Avrupa'nın kokuşmuş kanunları ve vahşi yamyam medeniyetinin kuyruğuna takılacak millet miyiz? Osmanlı bakiyesi kültürü ve güzelliği yok edecek kadar şaşırmışız da haberimiz yok..Bastığımız dalı kesiyoruz. Ne acı..Atalar mirası zenginlikleri fütursuzca ve kör kör talan ediyoruz..mal,mülk, servet makam sevgisi gözlerimizi kör etmiş. Kulaklarımızı sağır etmiş. Kalplerimizi hissizleştirmiş. Nefislerimize egomuza köle olmuşuz..




 
  Bugün 8 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı! Tüm Hakları saklıdır  
 
ACILAR PAYLAŞILDIKÇA AZALIR....MUTLULUKLAR DA PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol