ANKARA-ÇAMLIDERE-İNCEÖZ KÖYÜ
   
  Ankara-Çamlıdere-İnceöz Köyü-Koca Harman
  103-ALTIN ZİNCİR
 
                ALTIN SİLSİLE ,SİLSİLEİ ZEHEB NAKŞİBENDİ ALİYE 
1-HZ EBUBEKRİNİS SIDDIK  RA
2-Selman ü Farisi RA
3-Hafıd ü Sıddıkı Ekber Kasım RA
4-İmamı Ceferi Sadık  RA
5-Ebu Yezid Tayfurul Bestami KS
6-Şeyh Ebul Hasen Harkani KS
7-Şeyh Muhammed Farmedi KS
8-Şeyh Yusuf Hemadeni KS
9- HACE ABDUL HALİK GÜCDÜVANİ KS
10-Hace Arif Rivgiri KS
11-Hace Mahmud İncir Fagnevi KS
12-Hace Ali Ramitini KS
13-Hace Muhammed  Baba Semasi KS
14-Hace Seyyid Emir Kilal KS
15-HACE MUHAMMED BAHAUDDİN ŞAHI NAKŞIBEND KS
16-Hace Alauddini Attar  KS
17-Hace Yakub Çerhi KS
18-Hace Ubeydullah Ahrar  KS
19-Hace Muhammed Zahid  Bedahşi KS
20-Hace Derviş  Mehmed KS
21-Mevlana Muhammed Hacegi Emkengi KS
22-Hace Muhammed Bakibillah KS

23-
İMAMI RABBANİ AHMED FARUKİ SERHENDİ KS
24-Şeyh Muhammed Masum KS
25-Şeyh Seyf üddin Arif KS
26-Şeyh Muhammed Nurul Bedvani KS
27-Şemsüddin Habibullah Mirza Canu Canan KS
28-Şeyh Abdullah Dehlevi KS
29-Şeyh Hafız Ebu  Said Sahib KS
30-Şeyh  Habibullah Canı Canan KS
31-Şeyh Mazhar İşar Canı Canan KS
32-Şeyh Selahüddin İbni Mevlana  Siracüddin KS
33-ŞEYH EBUL FARUK SÜLEYMAN HİLMİ SİLİSTREVİ KS

 

                      
ABDULHAMİDİ SANİ HAZRETLERİ NAKŞIBENDİ TARİKATINA MENSUPTU. ŞEYHİ SELAHÜDDİN MEVLANA İBNİ SİRACÜDDİN HZ LERİ İDİ.
           KULLUK  SIRRINI     ANLAYABİLMEK
 İnsanoğlu mahlukatın en şereflisi. İman sahipleri alayı illiyyine yükselebiliyor. Meleklerden yüksek derecelere erebiliyor. İman etmeyenler ise esfeli safiline aşağıların aşağısına yani iblis ten de aşağılara inebiliyor.
   Uzay çok geniş. Sırlarının belki milyonda biri keşfedilebilmiş değil. Uzay hakkında bildiklerimizin çoğu semavi kitaplardan alıntıdır. Kur an ı Kerim mucizedir. Müthiş ve hayaller ötesi sırlar ve şifreler ihtiva eder. Bin beş yüz sene geçmesine rağmen hiçbir noksan ve kusur bulunamamıştır. Her işareti , hükmü , beyanı doğrudur. Devamlı genişleyen ve genişliğini anca Allah CC nun bildiği uzayda ne sırlar ne incelikler ne muhteşemlikler vardır. Uzayda sayısını anca Allah CC nun bildiği gezegenler ve üzerinde yaşayanlar vardır. Halk olunan her zerre Allah CC nu tesbih eder ve secde eder. İnsanoğlu hariç. Ezanı Muhammedinin sözleri ilahidir. Allah CC tarafından ilham olunmuştur. Ezan ın kutsiyet ve azametini "köpekler bilir"" ve ezan okunurken ulurlar. Ama insanların çoğu ezana inanmaz. İnananların çoğu da gereken tazim ve hürmeti göstermekten gafildir.
   Meleklerde nefis yoktur, günah işlemezler. İnsanlarda nefis var günah işlerler. Ama insanlar gayret edip kulluk sırlarını anlayıp tazim ile Allah CC kulluk ederler ise " Allah CC na meleklerden daha yakın ve sevimli ""olurlar. Halen var olan Allah CC nun bildiği kadar mahlukatı vardır. Hepsi Allah CC nun emrine tazim ile uyarlar. Kendilerince tesbih ve tahmid ederler. Eğer Allah CC zatını gösterse idi azametinden herkes secde eder bir imansız kalamaz idi. İnsanlara nefis verdi. Kendisini gizledi. Kendisini bilip kulluk etmeleri için akıl verdi. Lutuf ve ikramı olarak peygamberler ve peygamber varisi evliyalar müceddidler gönderdi.
   Allah CC nu en iyi bilenler ve kulluk edenler Peygamberanı izam hazeratıdır. Onlar kaderi ilahi olarak peygamber olarak seçilmişlerdir. Onlara Cebrail AS gelir ve vahiy getirir. Onlar kulluk ve imtihanın en zor ve şiddetlisi ile imtihan olurlar. Onların şeriatları SIRATI MÜSTAKİM dir. Dosdoğru yoldur rızai ilahiye götürür. Tasavvuf ehli mürşidi kamiller de peygamber varisi hakikileridir ki onların yolu da peygamberlerinin yoludur yani aynı yoldur. Sıratı müstakimdir ve rızai ilahiye götürürler.
   Peygamberler zamanlarında bir çok zorluklarla mücadele etmişler, insanları ıslah ve terbiye ile uğraşmışlardır. Ümmetleri olmuş, düşmanları olmuş, münafıkları olmuş ve ihanet edenleri olmuştur. Peygamberlere tabi olanlar ise dünya ve ahret saadetine ermişlerdir.
   Peygamberimiz son peygamberdir. Seyyidül beşerdir. Peygamberlerin en efdalıdır. Peygamberimize ümmet olmak azim bir şereftir. O nu anlamak " fena firrasul " olabilmek ise azim bir derecedir. Ashabı Kiram Efendilerimiz peygamberimizin terbiyesi ile yetişmiş ve peygamberlerden sonra Allah CC katında en yüksek dereceye sahip mübarek zevattır. Dünya üzerine İnsanlara İslamı anlatmak için onları azaptan kurtarıp ebedi saadetlerine vesile olmak için yayılmışlardır. Vatanlarını Allah dinini yaymak için terketmişler, akrabalarını terketmişler, bağlarını, işlerini, işyerlerini terketmişler, eşlerini dostlarını terketmişlerdir. Şimdi dünyanın muhtelif yerlerinde medfundurlar. Müslümanlar onları ziyaret ile şereflenip teberrük etmekteler.
   Dedik ki Mana ehli varisi Rasul olan Ulema peygamber varisidir. Onların her hali peygamberlere benzer. Onlar sünneti şerifi yaşamakta azami gayret ve saygı gösterirler. Zamanımızda Süleyman Efendi Hazretlerinin evlatları da Ashabı Kiram hazeratına çok benzerler. Makam, mevki ve dünya ikbali düşünmeden dünya üzerine yayılmışlardır. Rezzak olanın himayesi ile hizmetlerine devam ederlerler. Tek gayeleri bir kişi daha Allah CC nu bulsun. Bir kişi daha hakkı bulsun ve dünya ve ahret saadetine vasıl olsun.
   Şeytana tapan yahudi zamanımızda insanlık ve İslam ın en amansız düşmanıdır. Bütün bozukluk, kötülük, ihanet , zarar ve pisliğin ardında dolaylı olarak ta olsa mutlaka yahudi parmağı vardır. İslam uleması bunu böyle tesbit etmişlerdir. Bütün bozuk mezhep, düşünce ve fraksiyonlar yahudi ürünüdür. Dünya üzerinde Müslümanların bulunduğu her yerde ehli sünnet Müslümanları bulunduğu gibi yardıma himaye ve tedrisata muhtaç ifsat edilmiş Müslümanlar vardır. Bunlar hizmet ve irşada muhtaçtırlar. Telaviv İslam Ünüversitesi mezunu İslam alimi kılıklı melunlar İslam alemini ifsat etmiştir. Bunlar Müslüman ülkelerdeki resmi dini tedrisat veren okullara bir şekilde öğretim görevlisi girip şeytani vazifelerini yapmaktadırlar. Bundan dolayı Müslümanlar parça parçadır. Birlikleri ,dirlikleri bozulmuştur. Osmanlı yıkılıp hilafet kaldırıldıktan sonra Müslüman kanı hiç dinmemiştir. Halen de devam etmektedir. Müslüman kanının akmasından daha tehlikelisi de " namaz üç vakit, mezhep yoktur, tasavvuf şirktir" diyen gafil ve melunların ifsadıdır.
   Afganistan Kabil e hizmet için giden bir hocamız bir kurs açmıştır. Osmanlı yı Hilafeti tanıyan ve ehemmiyetini bilen oralı Müslümanlar Hocamıza yardımcı olmaktadır. Hocamız kursun hem hocası, hem aşçısı ,bulaşıkçısı,temizlikçisi  hem de iaşe memurudur. Bütün bunların yanında da müderristir. Kendisine emanet edilen talebelere Osmanlı zamanında medreselerde okutulan ve sıratı müstakime götüren emsile, bina, avamil, nurulizah vb kitapları okutmaktadır. Hoca efendinin anne ve babasından gelen, hayır sahiplerinin verdiği harçlığı bitmiştir. Talebelerinin de erzakı bitmiştir. Çaresizdir. Elindeki telefonun kaç lira edeceğini sorar. Yüz dolar edeceğini söylerler. Telefonunu satarak birkaç gün  daha ihtiyaçlarını görerek devam etmeyi düşünür. Memlekete telefon eder. Ben telefonumu satacağım siz bana felan numaran ulaşın der. Bu hallerde iken sabah kursun kapısı çalınır. Dışarıda duran bir arabadan kıyafeti düzgün bir kişidir kapılarını çalan. ;
 -Siz burada ne yapıyorsunuz ? diye sorar. Hocamız da Kur an hizmeti yapıyoruz deyince o zaat " Buralara geceleri nuru ilahi iniyor. Merak ettim de geldim. Size hizmetinizin devamı için yardım gerek " der ve hoca efendiye bin dolar takdim eder. Sonra Kartvizitini verir " başınız daralınca sıkıntıya düşünce lütfen bana geliniz" der. Hoca Efendi sevinir. Sıkıntılarını gideren merhamet sahibi Allah a şükreder ve misafirini uğratır. Sıkıntıdan kurtulduğu için sevinir. Kamyoneti olan bir muhibbanını arar ve talebelerine uzun müddet yeteceği erzak ikmalını yaparlar.
   Sıkıntıdan kurtulan Hoca Efendinin aklı başına gelir. Kamyoneti olan muhibbanı çağırır. Birkaç gün önce bize yardım edip kartvizitini veren bey i ziyaret edip teşekkür edelim diye yola çıkarlar. Adres Kabil dışına çıkar. Orada bir yerleşim ve işyeri yoktur. Dönüp birkaç defa adres ararlar. Her teşebbüste boş ve metruk bir araziye gider adres. Bu halde iken bunları gören yaşlı bir Afgan ne aradıklarını sorar. Onlar da aradıkları kişinin ismini söyleyince yaşlı Afgan şaşırır. Adeta şok olur. Bu dolaştığınız yer bir mezarlıktır. O aradığınız kişi de Ashabı Kiram dan sağlığında demircilik işiyle de uğraşan falancadır der ve otlar arasındaki kabri şerifini gösterir. Hocamız ve yanındakiler hem şaşırır hem de sevinir.
   Ulema kitaplarında bir hususun önemini anlatmak için elaa " gözünüzü açın derlerdi. Süleyman efendi Hazretleri de İstanbul Camilerinde vaazlarında " Efendiler gelenler geldi . Gidenler ellerindeki  bütün selahiyetlerini bize teslim etti" diyerek zamanın selahiyet sahibi olduğunu açık açık işaret buyurmuştu. O zatı şerifin evlatları ashabı kirama ne kadar da benzerler.. Sırf ilayı kelimetullah için dünya üzerine yayılmışlar. Canu gönülden muhabbet ile yardımcı olma şerefinden mahrum eylemesin Mevlam.. Muhabbet ve tazim ile duacıları olalım. Aksinden muhafaza buyursun Mevlam. İyi olan iyi bakar iyileri görür. Hatalı olan hatalı bakar hataları görür bocalar durur. Hz Ebubekir oğlu Müslüman olmadan önce, Ebubekir Efendimiz peygamberimizin safında oğlu müşrikler safında idi. Oğlu Müslümanlıkla şereflenince "Baba falan savaşta karşı karşıya geldik. Ben seni öldürmeye fırsat buldum. Ama utandım yönümü değiştirdim" dediğinde Ebubekir Efendimiz "ben fırsat bulsaydım seni katlederdim " buyurmuştur. Aynı Ebubekir RA geceleri teheccüd namazından sonra " Ya Rabbi beni cehennemine at ve vücudumu öyle büyüt ki cehennemi doldurayım, benden başkasına cehennemde yer kalmasın " diyecek kadar merhamet sahibi idi.
   Zamanımızda iman ve küfür mücadelesi insanlar ve cinniler arasında kıyasıya devam etmektedir. Süfli ve kafir cinniler Abdurrauf Bin Halima nın dediği gibi insanları küfre sokmak kafirleri Müslümanlar üzerine saldırtmak için gece gündür yılmadan çalışmaktalar. Ülkeler arasında anarşi ve terör çıkartmaktalar. Kan döktürmekteler. İblis ve evlatları Zayıf ve nasipsiz hoca kılıklı melunları sihir ve büyü ile uğraştırıp etrafına zarar verdirmekte bendelerini de küfre sokmaktalar. Sihir ve büyü ile uğraşmak küfürdür. Ama şeytanın tuzağına düşenler şerir bir derekede bunları düşünecek şereften mahrumdurlar. Nasıl bir durumda olduklarını tefekkürden nasipsizdirler. Alimler bozulunca alem bozulur demiş ehli.. Osmanlıdaki gibi ehli sünnet ve ehli tasavvuf ehli dert din adamları azın azı. Zahiren din adamı kalabalığının sahibi selahiyet olmaması cemiyetin bu derece bozulmasını önleyemiyor. Kuru kalabalık ümmeti Muhammedin evladının deist, ateist, mezhebsiz, satanist olmasına mani olamıyor. Boşanmaların dehşet verici şekilde çoğalmasına ve aile yapısının bu derece talan edilmesine mani olamıyor. Hakkı hak görüp hakka tabi olmayı batılı batıl görüp batıldan ictinab etmeyi lütuf buyur Allah ım.
   Bildiğimiz bilmediğimiz bütün şerlerden bizleri muhafaza buyur Ya Rabbi. Bildiğimiz bilmediğimiz Hayır ve güzellikleri bize meccanen ikram buyur Ya Rabbi. Gavlen fiğlen amelen estağfurullah elazim ve etübü ileyk min cemii ma kerihallah. Zatının, sıfatının , esmasının, efalinin hudutsuzluğunca Allah a şükürler olsun..





Süleyman Efendi Hazretleri'nin faaliyet ve hizmetlerinden bazılarını şöyle sıralamak mümkündür
:

Hayatının gayesi; unutulan sünnetleri ihyâ ve dîni tecdid, kaybolan İslâmî ilimleri Ehl-i sünnet vel-Cemâat tarz ve uslûbu üzere tâlim ve bidatlarla mücâdele olmuştur. Bütün talebelerini de Ehl-i Sünnet inancına eksiksiz bağlı olarak yetiştirmiştir. Okuttuğu Emâlîve Nesefî adlı metin kitaplarla İslam itikâdının temelini öğretirken Şerh-i Akâid ile de günümüzdeki ve tarihdeki sapık fırka ve mezhepleri talebelerine tanıtmış ve dalâlet fırkalarına düşmekten korumuştur. İnanç sapıklığı içerisinde bir tek talebesi yoktur.
Hz. Allah tarafından kendisine ihsan edilen, maddi ve mânevî tasarrufların neticesidir ki eskiden 20-30 senede tahsil edilen ilimleri, 2 sene gibi çok kısa bir zamana sığdırarak; ilmin ve âlimin yok olmak üzere olduğu bir zamanda, yüzlerce, binlerce din âlimi yetiştirmiş ve vatan sathına yaymışdır. Kurân Kursları ve Talebe Yurtları açtırmış; okutup, okutturmak suretiyle mânevi susuzluktan ölmek üzere olan bir milletin âb-ı hayatı olarak imdadına yetişmiştir.

İslâmiyyeti tercüme kitaplardan öğretmek yerine, Osmanlı medreselerinin takip ettiği temel ders kitaplarından, orijinal ilim dili olan Arapçadan okutmuş ve öğretmiştir.

Kurân-ı Kerimi en kısa zamanda okumayı öğreten Elif Cüzü en mühim matbu' eseridir.

Cemiyetten uzakta yaşamak yerine, cemiyet içinde müslümanlığı yaşatmayı tercih etmiş ve Dışımız halk ile, içimiz Hak ile usûl ve esasını düstûr kabul etmiştir.

Dünya hâdiselerini yakından takip eder. Her sabah bir Yeni Sabah gazetesi aldırıp, dış politika yazarının yorumlarını ve önemli haberleri muntazaman okuttururlardı. Bu mevzûda İmâm-ı Rabbânî Hazretleri'nin Zamanının gidişâtını bilmeyen ârif-i billah olamaz sözünü şiâr etti.

Günlük hâdiseleri ve dünyadaki müslümanların meselelerini yakından takip eder, yerine göre câmi kürsüsünden dile getirirdi. O devirde bir çok vâizler günlük hâdiseleri câmi kürsüsüne getirmeye cesaret edemezken; O, zaman zaman devlet adamlarını ikaz ederdi. 1956da Cezâyir Müslümanları Fransızlar'a karşı istiklâl mücâdelesi verirken, Türkiye hükümeti, Birleşmiş Milletlerde Fransızlar'ı desteklemişti. Bu icraatı isabetli bulmayan Süleyman Efendi, va'zlarında Cezâyirli kardeşlerimize hiç olmazsa duâ edelim dedi i için defalarca ifade vermek zorunda kalmıştı.

Dinî neşriyata ehemmiyet vermiş, Necip Fazıl'a Büyük Doğu mecmuasını çıkarmasında mânevi teşvikleri yanında, maddî yardımları da büyüktür. Hatta mevcut bir tek evini sattı ve mecmuaların yayınlanmasında harcadı.




 
SÜLEYMAN EFENDİ HZ 'DEN NASİHATLER KS(Damat Beye Mektup)

1-Evinden çıkarken hanımına ALLAH'a ısmarladık diyerek çık. O...nun gönlünü hoş tut.

2-Pencerelerden yolunu gözletme vakitlice evine gel.

3-Dışarıda yediğinden içtiğinden evine de getir

4-Hanımının kusurlarını başkalarına anlatma güzelliklerini an.

5-Evini harçlıksız bırakma onları kimseye muhtaç etme.

6-İş hayatının sıkıntılarını eve yansıtma. Evde sevinç olsun.

7-Düğüne ya da gezmeye gittiğinde mümkünse hanımını da götür.

8-Evine geldiğinde selamla ve güleryüzle gir ki ev halkı da senin geldiğine sevinsin.

9-Evini Kuransız kitapsız namazsız bırakma. Sabah namazına kalktığında ev halkını da kaldır ki rahmet ve bereket gün boyu sizinle olsun

10-Gayretli ol kıskanç ol. Ancak tecessüs etme. Su-i zan ile hareket etme. Ayıp ve kusur araştırmakla meşgul olma.

11-İnsaflı ol. hanımının gücünün yetmeyeceği işleri ondan bekleme. Gerekirse ona yardım etmeyi ihmal etme.

12-Kararlarında hanımınla da istişare etmeyi unutma.

13-Beklenmedik anlarda sürpriz hediyelerle gönül almasını bil.

14-Dünya evine girmek dünyaya dalmak olmamalı ahiretini unutma Din vatan ve insanlık için çalışmayı terk etme.

15-Şunu bil ki az olan helal kazanç çok olan haram kazançtan hayırlıdır. Haram lokma yeme hanımına ve çocuklarına da yedirme.
Hz Fatıma Annemizin Oğlu Hasan ve Hüseyin Efendilerimize Söylediği Ninni
İnne fi'l cenneti nehrun min leben 
A'rduha ma beyne Yesrib ve'l Yemen 
Tuluha ma beyne Mekke ve'l Aden 
Li'l Aliyyi ve'l-Hüseyni ve'l Hasen

Mânâsı: 

Gerçektende cennetlerde bir nehir var sütten/Genişliği Medine ile Yemen arası kadar/Uzunluğu Mekke ile Aden arası/Ali,Hüseyin ve Hasan için.




 
  Bugün 8 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! Tüm Hakları saklıdır  
 
ACILAR PAYLAŞILDIKÇA AZALIR....MUTLULUKLAR DA PAYLAŞILDIKÇA ÇOĞALIR... Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol